Boynu bükük saatlerdeyim şimdi
Uzanıp giden bir gecede yalnızlığıma kalkıyor kadehler
Sarhoş gönlüm yanıyor
Yıllanmış, incitici avuntulardayım şimdi
Yolum düzleşmiyor bir türlü
Aklım kayıyor
Can evi günlüğünden yırtıldı sayfalar
Çoraklaşan ruhuma inat büyüyor göğüs kafesim
Aklım, gölge oyunu aşkların tavında
Son söz,
Son sahne bitmeden
En halsiz geceye demirledi hayal
……………………………………………………………..Roboski anısına…
Deviniş…
Çürük leylak kokuları sindi dağlara
Ovalar bir ölümü omuzluyor şimdi
Düşgüdüsü yıkkın bir ruhla savaştım
Esir bir masumiyet yüzü karalandı bakışlarıma
Gözlerim geceden çekildi
Yatımsız bir sabahın kollarıyla boğdum gülüşümü
Çaresizce sırları eşeledi aklım
Şimdi; aşk yanıklarıyla dolu tenim
Bakışlarım küskün artık
Yaralı bir güvercinin kanatlarına göm beni
Bembeyaz bir bulut kaplasın yalnızlığımı
Acı dediğin nedir?
Kaç asırlık bir hüsrana hüzünleneyim
Sen gittin ya… Suskun bir şehir yapıştı gözlerime
Susuz mevsimlerde çiçeklendi aşk
Dilim, büyük yalanları eşeliyor şimdi
Ay eşiğinde yarım bıraktım çocukluğumu
İlk, annemin elleriyle sildim gözlerimin ıslaklığını
Islanmış ne kadar kirpik varsa bulaştı ellerime
Sessizliğe gömülü aklımda hayaller hortlar
Ölümü giydirdim gözlerime
Mahşerinde dirildiğim andır bu
Sorgula beni Ey Münker!
Beni hayata biraz daha susturdun
Şimdi dilime yazdırdığın suskunluğu ezberliyorum
İçimde dilsiz bir dünya bıraktın
Yüreğimin manzarasında, suratsız benliğimle kalakaldım
Şimdi hıncımı dizelerden alıyorum
Yazdığım bütün senli şiirlerim ateş ucunda
Hayatın acımasız hükmü içersinde hayatıma son veriyorum
Ne hüznümü bulaştırdım tetiğe, nede şakaklarımın akını allandırdım
Tene değemedi ölüm namlusu… Ama
Cehalet kınında asılı hançerle yardım yüreğimi
Bir göz ucu mesafede ıska geçtim hayatı
Ecelimi bütün insanlığın yüreğine adadım
Kaç kere kalbim yalpalandı
Ucuz bakışlara üzülüyorum hep
Sevimsiz bir gözde karıldı bakışlarım
Neydi eksik
Neyin dozunu ayarlayamadım yine
Hep mahzun bakışlarda mı kalacak gözlerim
o sabır denemesi bi yengeç! ! !