Geceleri gökyüzünde bir el gibi,
Sarılırım yıldızlara.
Günlerde bir hüzün var
Aklımda ise hep gülen yüzün.
Geceleri gelirsin bir ay gibi,
Rüyalarımı aydınlatırsın.
Yere düşen defter yaprağı yalnızlığında
Umutsuzluk karalamalarıyla doldu,
Kanadı sensizliğimin her yeri.
Karanlıkta bulamazdım yönümü,
Senin gülüşünle çaktı tüm kibritler.
Ellerimde kaldı solmuş çiçekler,
Gözlerimden süzülen yaş
Bir nehir oldu kalbimin ortasına,
Yıkandım, kurudum, üşüdüm yalnızlığımla
Yanmak nedir?
Bir ağacı yanarken hiç gördün mü ?
Ağaç yanar,
Yorgun gecede doğdu
Kan uykusu bir sabahta yürümeyi öğrendi
Her adımda ayağı dolaşır
Tökezler, sekizler çizer
Paçasından şarap akar
Kızıllaştırır
Bu farklı bir konu dedim kendime
Bazen kendiyle konuşmalı insan
Bazen kendisine kendi olmalı
İnsanı en iyi kim anlar
Kime gider sancılı gecelerde
Kime sığınır
İstanbulun tenha bir sokağında,
Ağzımda bir sigarayla yürüyorum.
Martılar çığlıklarla geçip giderken,
Bütün yollar beni denize çıkarıyor.
Güneş sokak satıcısı arsızlığında yükseliyor.
Vapurlar birbirini kovalar gibi süzülüyorlar önümden.
Dışarıda yağan kar, uğuldayan rüzgar.
Masadaki ince belli bardakta yokluğunun sureti,
İçimdeki çıkmaz labirentin resmidir sanki.
Küllükte unutulmuş yanan sigara mahzunluğu.
Beraber uyandığımız sabahlarda,
Yüzündeki uykunun ve sevginin sarhoşluğu.
Yok oluyor kalbimdeki sonsuz ızdırap
Issız bir otobüs terminalinden ayrılmak gibi,
Bırakıyorum ardımda bu şehri, bu şehirleri
Yerleri doldurulmayacak ama acımayacak
Geceleri yalnız başına adımlamak gibi
Özlem, yalnızlık, pişmanlık
Tüm ölü çiçekler
Bir kez daha saçlarına takılmadıkları için lanet ederler kendilerine
Gözlerimde solar hepsi
Senin gözlerine gömülmek için
Her şair korkar bu denli bir kadına rastlamaktan,
sayfalar yetmez
Yağmurda yürümeyi çok severdim,
Annem hep kızardı.
Ayakkabılarım ıslanırmış.
Yağmurda yürümek, yağmurda ıslanmak,
Ne güzelmiş.
Dans ederek yaşamak gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!