(On) …10… Şiiri - Turgut Uzdu

Turgut Uzdu
1290

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

(On) …10…


…10…

1.
Güneş batar
Sinsi bir sessizlik koyulaşır gittikçe
Sokağın üstüne çöker
Işık küser karanlığa
Yol ayrımına vurur
Korkmuş ve titrek
Pervaneler ısıtmak için ömür verir
Küskündür bakışları
Suskundur
Yalvarışları sessizdir bütün gece
Kimsesizdir.

*2.
Bir ayak sesi dönüşleri durdurur
Kim bu derler sönük ışıkta
Kulak kabartırlar ayak seslerine
Tanıdık mıdır acep?
Kısıp gözlerini bakar küçücük hayatlar
En yaşlısı atılır ortaya:
”Bu bizimki...” der
”Gelip çökecek altımıza! ”
En gencine seslenir pervanelerin
”Haydi git, selam ver!
Tanış.”

*3.
Ayak seslerinin taşıdığı gölgede bir mırıltı
Yalancı çıkarmaz pervaneyi
Hangi yıldan kalmış bilinmez bir şarkı sürünür havada
Önce uzanıp kolu direği tutar
Düşünceler uçuşur gözlerinin önünde
Sessizce oturur
Derin bir nefes çeker ayaklarını uzatırken
Karanlık kalçalarını üşütür
Bin bir güçlükle arka cebinden çıkarıp
İrkilişini bir gazete ile kapatır
Kaç günlük ya da yıllıktır bakmaz
Altına koyup oturur.

*4.
Genç pervane ne kadar meraksız biri der
Sesini adam duymaz
Ürkek dairelerle yaklaşır adama
Yüzünü tanımak ister gölgenin yarısında:
”Acaba sıcak mıdır? ” diye merak eder
Burnunun ucuna konar:
”Git başımdan! ” der adam, kolunun tersini burnuna sürterek
Son anda kurtulur ezilmekten pervane
Adamın sol eli koynuna giderken yavaş yavaş
Anlamsız bakışlarla baş sağa sola sallanır
Cebinden bir şarap şişesi çıkarır.

*5.
Dünler der yarınlara neden küser hep
Şişenin kapağını çevirirken
Ekşimsi bir koku yayılır etrafa
Pervane lambaya sığınır
Ben git demedim sana
Sen gittin
Gittin ya bak
Ne varsa götürdün, sakladın dünlere
Böyle bir ben bıraktın
Gel gör
Gel gör ki bu günlere nasıl bir sarhoş bıraktın
Şişenin ağzını koluyla silip dudaklarına dayar
Gırtlağı aşağı yukarı hareket eder
Hafif bir yanık izi kalır içinde:
”Aslında sevmiyorum ben bunu.” diyen düşüncelerine inat
Kapağı kapamaz tekrar
Ayaklarını uzatır,
Biri üşümesin diye diğerinin üzerine atar.

*6.
Sessizliği dinler kulakları
Arada bir şeyler söylemeye gelen pervaneleri kovar
Titrek ellerle almaya çalışırken yan cebinden
Dökülür ters koyduğu sigaralar.
Alsam mı der gibi bakar bir müddet
Uzanıp birini alır
Dişlerinin arasına sıkıştırıp aynı cepte çakmak arar
Şimşek çakması gibi bir ışık
Pervaneler yönelir hemen
Işık söner
Pis bir koku yükselir lambaya doğru dumanla
Tümü birden terk edip
Amaçsız dolaşırlar etrafta
Aslında hiç biri düşünmemiştir
Lambadan ayrılmayı
Köz parmakların arasında parlarken duman gider
Döner pervaneler, döner.

*7.
Saat altıda gelecekti
Seviyorum diyecekti
”Niye gitti diyorum ki? ” dedi adam sinirle
“Gelmedi ki! ”
Yüzünü buruşturarak yudumladı tekrar acayip tadı ile şarabı
“Sevmedi ki! ” diye ekledi yudumun ardından
Sigarayı ağzına götürürken
“Sevmedi ki! ”
Hayalindeki ev geldi gözlerinin önüne
Pembe boyalı değildi
Perdeleri tülden
Deseni sevgidendi
Küçücük bahçesinde güller de yoktu
Başıboş otlar türemişti
”Birlikte dikecektik gülleri...” dedi içinden
Sonra duyurmak ister gibi
Seslendi:
”Birlikte dikecektik! ”

*8.
Genç pervane yaşlıya yaklaştı:
”Kiminle konuşuyor bu adam? ”
Yaşlı gülümsedi son defa aşkına sarılmaya giderken
Hızla vurdu kendini soğuk cama
Başı döndü:
”Pişmanlığıyla...” diyebildi
Küçük dairelerle adamın yanına düşerken
Genç, yaşlının arkasından baka kaldı
Adamla sohbete gidiyor sandı
Yaşlı pervane son bir gayretle onun dizine tırmanıp
Islak kirpiklerinin arasındaki gözlere baktı
Son nefesini, gördüğü an aldı
Fark edilmedi bile ne yaşadığı, ne düştüğü,
Ne öldüğü
Umurunda da değildi zaten
Kiminle ağladığı kiminle güldüğü.
Şişeden dökülen şarabın lıkırtısı bitince
Gözü takıldı pervanelerin en yaşlısına
Sigarayı tuttuğu eli uzatıp dokundu:
”Sen de benim gibisin, değil mi? ” dedi
”Kavuşamadın! ”

*9.
İçi titredi
Soğuktan mı yalnızlıktan mı karar veremedi
Parmaklarını yakmaya başlayan sigaradan bir nefes daha çekti
Isınmak umudu geçti vücudundan titrek
Boynu yana doğru eğilmişti
Toparlanmaya çalıştı
Başaramadı
Kolundan güç aldı yere dayayarak
Parmağı yanmıştı
Fırlattı sigarayı hınçla
Gözü yerdeki diğer sigaralara takıldı:
”Alırım.” dedi
Şişeyi yine ağzına götürdü
Yudumların sonunda ses kesildi
Hafifliğin dibine baktı:
”Hayatım bitmiş be! ” dedi; “Sen bitmişsin çok mu? ”
Niyeti, kolunu kaldırıp
En uzağa fırlatmaktı
Ne kol kalktı
Ne şişe fırladı
Bacağına çarparak yere düştü
Ne olur ne olmaz der gibi yuvarlanıp
Oradan uzaklaştı.

*10.
”Uyku ne güzel şey! ” dedi kapanan kirpikleri
Yan tarafa eğilen vücudu direnmeye çalıştı
Aniden vazgeçti
Köşeleri bilenmiş bir kaldırım taşı pusudaydı
Uzandı tutmak için kafasına
Pervaneler irkildi önce
Sonra dikkat kesildiler
Göğsünü alabildiğince şişirdi…
Cılız bir kan kokusu bürüdü etrafı:
”Ne oluyor? ” deyip yaklaştılar dönerek
Anlam veremediler çıkan sese
Bilemediler
Adamın son nefesi
Kavuşmak üzereydi yaşlı olanının son nefesine
Nefesler birbirini tanır
Sokak lambası üzüntüsünden kimsesiz bir geceye hazırlanır.

Turgut Uzdu
Kayıt Tarihi : 22.3.2009 05:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    sSERBEST ŞİİRİN DEĞERLİ USTASINI SELAMLIYOR VE BU HARİKA ŞİİRİNİZİ LİSTEME ALIYORUM.
    SELAM, SEVGİ VE SAYGIYLA.
    SEYFEDDİN kARAHOCAGİL

    Cevap Yaz
  • Mahmut Buldu
    Mahmut Buldu

    GÜÇLÜ KALEMİN VAR OLSUN TAM PUANLA TEBRİKELER.

    Cevap Yaz
  • Özlem Onur
    Özlem Onur

    yüreğiniz hep coşkun sular gibi çağlasın yüreğimle alkışlıyorum güçlü ve güzel bir şiir kaleminize sağlık

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Turgut Uzdu