Rize'nin, Çayeli ilçesinin, Çataldere köyünde ailenin ikinci ferdi olarak gözlerimi dünyaya açtım.1989 yılından sonra İstanbul'a göç ettik...
Şimdilerde ise, eskilerin tabiriyle hayat mektebinde ömür merdivenini çıkıyorum...
Kula, kıra, kendine tapan aşıklar gördüm;
Son yarında bekliyor, beni, aşık olduğum.
Kırk huylu yaşamların lal şahidi bu şehir
Siyahları giyince boşalır onca nehir
Akabinde yükselen şairin ayak sesi
Düelloya çağırır sanki evden herkesi...
Çehreme keskin yarlar çizdi eşkiya aşkın
Saçıma tel tel kırlar boyadı her bakışın
Halbuki yabancıydım aşk denen muammaya
İlk görüşte savruldum iflahsız bu komaya
O günün evvelinde bir ben vardım, birde ben
Göğün engin mavisi derinliğinde yüzen
Yaşamaksa, yaşıyorum çile dolu gürbetiyle
İlk doğduğum günden beri yanıyorum hasretiyle...
Gözlerimin kaçması
Gözlerinden ürkek ürkek,
Utangaçlığın çökmesi
Her gülüşüme,
Sesimin titremesi
Sarf ettiğim her kelimede
Utanır duygularım,
Gençliğin baharında;
Cüce kalmış aşklarım,
Bu aşkımın yanında.
Alaca karanlığın ıslattığı sokakta
Başım önüme düşmüş, ruh gibi yürüyorum
Yar diyorum, acab yar durur hangi durakta
Gel-gitler arasına sıkışmış soruyorum.
Üç-beş tane yıldızı zor seçiyorum yalnız
Beynin her hücresini saran aynı düşünce
Ölümlü mekânımız bu kadar muhteşemse...
Yoksunken omuzumdan giryeli başın gülüm,
Ağlayan bulutlara ya bir bir küsüyorum;
Fırtınalı bir hasret ki; sensizlik hep ölüm,
Ya Mevla, ya bin sabır diyorum, susuyorum...
Üsküdar'da yağmur var
Yüreğimde sen yar
Kız kulesinden daha yalnız
Gecelerine esir düştüğüm
Martı çığlıklarından yoksun
Özleme dem vururken, yoksun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!