Aşk geldi, girdi bedene…
Can, gelen aşka ne dedi:
“hoş geldin, bu köşk ikimize de yeter”
“iyi ki geldin, eksiktim”
“gitme! Seni çok sevdim…”
Anlamı ne sözlerin,
Ne anlatacak bana gözlerin,
Ki kaçırmaktasın ellerin,
Bu aşkın ayak izleri…
Çek ayağını ayrılıktan,
Havaya, suya, toprağa düşer sırasıyla.
Aşk gibi…
Önce göze düşer aşk,
Gözle ısınır kalp sevdaya,
Sonra söze düşer aşk.
Gün; dünden kalan senden ibaret!
Bugün, günün yaşanmışlığının zamanını gösteren şey…
Dünden farksız bir gün.
Gün, dünden kalan senden ibaret.
Sen, kalbimde var olan daim ışık,
Yazmak istediklerimi sadece kalemin eline verdim, onun tek yaptığı iyilikse duygularımı kağıdın boşluğuna bırakmaktı
Bu bir intihardı…
Işığın aydınlattığı yer gibi aşkın aydınlattığı kalplerin netliği
Işığına duacı bir bekleyişte,
Kalem elden düştüğünde,
Mihriban dillerinde…
Işığın aydınlattığı yer gibi aşkın aydınlattığı sözlerin inceliği
Aklının alamayacağı kadar yaklaşmak istiyorum sana
İnan…
Öyle ihtiyacım var ki kokuna
İçimde “olmak” var.
Aşkın içinde sen olmak var.
Yok olmak var.
Ben bir zamanlar sendeydim
Derinliklerinde...
Dokunamazdı ellerin,
İlişemezdi gözlerin,
Halbuki gözlerindeydim.
Seni okumak,
Seni okumak aşka yazılmaktır aslında.
Sayfalarını çevirmek,
Satırlarını okumak,
Bir yazının başlığında bağdaş kurmak,
Aşka yazılmaktır aslında.
Aşk nedir?
Bunca zaman üzerine ne şehirler kurulmuş olan şu dünya.
Yaşamımızın anlamı dediğimiz,
Onsuz hayat düşünemediğimiz,
Üç harften tek heceli,
Şu sözcük:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!