O zamanlar tertemizdi sevdalar,
Toprağa ilk çapayı vurur gibi.
Ve gözlerin ışık ışıktı; umarsız,
Karanlığı yutar gibi.
Şimdi kirlenmiş, tavsımış...
Anlamını yitirmiş bakışların.
gözlerinin çevresinde birikmiş hüznü,
nasırlı elleriyle araladı.
konuşurken boşluklar bırakıyordu sanki,
ya da yuvama girmem için,
araladığı bir kapıydı bu...
zamana karşı koyan sesiydi.
sen rezilce yaşamayı seçtin; aşkı...
aşkı rezil ettin.
senin aşkı yaşamak sandığın,
ablanın çeyizlik sandığını
kemirmesidir, kurtlarının...
artık adını yazmıyorum
ondan; sadece şafak uykularımı
geri vermesini isteyeceğim.
gerisi kocaman bir "boş",
ki;ondan ve şafak uykularımdan
başka her şey zaten boş...
Yine uykusuz, yine mutsuz,
Yine sen varken bile sensiz,
Uğursuz bir salı sabahına uyandım.
Ama sen, zaten bensizdin.
Sende ben olamamıştım,
Bende sen olmasına izin vermedin...
İçinde hayallerim ve arzularım,
İçince, ruhumda canlanır.
En zor durak sensin,güvenli
Hafiften duygular sana arınır.
Tıpkı çocukluğumdaki gibi değil ama,
Bu yağmurlara bırak kendini...
Gözüne düşen damla kirpiğine değmesin,
Aç gönlünün kilitli sandıklarını,
Sıkma dişlerini kerpeten misali...
Bırak yıkasın seni aklasın,kırklasın.
Şiir yazarsın, yüreğinin yalnız odalarında,
Karanlık,yağmurlu bir gecede,
Kuşlar yuvalarında yalnız.
Kelebekler ıslandı ay ışığında.
Gözlerim; kurumuş dere yatakları...
Kurumuş çınar yaprakları.
şiir yazmaya hazır olmalı,
doğum sancısı çeken kadın,
yumurtayı çatlatan civciv,
çatlayan tohum gibi.
öncesi olur fırtınanın.
bize hep hüzün düştü,
hüzün yakıştı, yapıştı...
biz hep sonbaharı sevdik,
sonbahar hep hüzündü.
aşık olmak için beklense de
ilkbahar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!