Hayalin irfanı kül ettiğinde
Kavramak mümkün mü ferasetini
Gönlümü sahrada çöl ettiğinde
Sonsuza uzanan verasetini
Hükmeden yok idi bu aşk zannına
Bazen şu hayatta sanki en masum
Evlattı bana hep kahve gözlerin
Bazense elinde kör bir hançerle
Cellattı bana hep kahve gözlerin
Yazgılar belirler kader katını
Bir gün sual ettim kendi kendime
Dedim ki Rabbimiz nasıl sevilir?
Usulüne göre gerçek manada
Yaradan’a değer nasıl verilir?
O bizi özenip yaratmış an ’da
Lanetlendim..
Artık sıcak değil ellerim
Ruhumdaki alevleri yalnızlık söndürürken
Zirvemdeki buzullar ise erimez oldu artık
Yalanla doğruyu ayırt edemez oluşum
Ve batıla yüzümü dönüşüm iyiden iyiye şaşırtmıyor beni
İliklerim üşüyor rüzgarında aşkının
Dalgalanır kanımda gül teninin kokusu
Hissedince anladım ruhumdaki taşkının
Çağlıyordu derinden o yıllanmış torkusu...
Duyunca ilk sesini, o ılık nefesini
Korkar oldum aniden çıktığında karşıma
Kalbimin birden bire hoplayıp düşmesinden
Ağır basar içime kattığın bu mutluluk
Milyonlarca çocuğun tatlı gülüşmesinden
Merhaba, ben bir mazlum, bir yaralı gelecek
Seni ilk baharda hatırlamak istiyorum...
Çocukların yüzünde bayram
Hilesiz ve hurdasız sevecenlik kutlaması
Papatya kokusuyla karışık nergis
Bir kızın umarsızca ip atlaması
Sek sek oyunundaki o karmaşık his
Üç Ocakta yakıldı bağımsızlık ateşin
Zulmün şah damarına vurulan bir neştersin.
Batıdan doğurduğun o mukaddes güneşin
İmkansızlık sırrına eş değerdir ey Mersin!
Bir yezid topluluğu yurdunu kuşatırken
Bir can var tenimde gizliden gizli
Ortaya çıkmaya bahane arar.
Ne zaman yol bulup gözükse bana
Karşısına dimdik bir nefis çıkar.
Bu nasıl kılavuz, nasıl bir rehber?
İnsan için hayattır, varlığına işaret;
Ölüp girmek toprağa sonsuz olmamak mıdır?
Yaşam denen bu algı mutsuzluktan ibaret;
Bir mutluluk sadece mutsuz olmamak mıdır?
Aşk böyledir kabullen, kimliğin hor olsa da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!