kudümler dile gelsin… rebab vursun yaylarına… gün dağılma vaktidir… gün ölüm sessizliği…
… … … …
ne çok şey yaşadık zaman içinde… ne çok anı biriktirdik yüreklerimize… ne çok “güneş” ne çok ömür kattık içimize… ne çok baktık aynı pencereden hayata… bazen sırların gölgesinde yaşandı yürek sesimiz… bazen karşı koyamadık kirpiklerin birleşmesine ağladık… bazen yakalandık yaşamın kirli gözlerine… her dilde başka bir hikâye oldu anlara tutsaklığımız… her dilde başka şekle büründü yasaklarımız… oysa AŞK’ı bilselerdi… kanamazdı göz yaşlarımız…
… kan kusuyor kör kuyular… avluda seccadesi… bir tül gibi salınıyor
simsiyah feracesi…
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var