-yüreğim bir kekeme,
seni sevemiyorum-
sen beni o durakta bekleseydin
ıhlamur ağaçları kurumayacaktı.
o noktada kalsaydın,
üç noktayla sonlanmayacaktı cümleler.
çünkü bilmediğin şeyler var,
ben o kış ankara’da...
çok sesli bir üç nokta;
ayaz, sessizlik
ve bombalar.
yalanın çalgılı düğünü
haber bültenlerinde,
ismim uzun bir ney sesi.
uykularımdan uyanmıştım
kara gagalı horozların öfkesine.
düşlerimden,
ardında köpükler bırakarak
tetanoz aşılı vapurlar geçer gider.
ölümcül bir keder,
ölümcül bir kader.
röntgende kalbim görünmezdi,
çok sabır eskittim kardiyoloji kapılarında
ve yanlış yerlerde nefes aldım,
ciğerlerimde zift karası saydam izler.
istikbalim ipoteklendi
tükenmiş kalemli masalarda.
tükendim,
hayallerimi kustum
karnımı tuta tuta.
o gün bugündür zaman dediğin şey,
bileğimde markası fossil,
ateşten bir pranga.
mürekkebi akmıştı gözlerimin,
bileklerimde
muhafazakar bir hüznün kesikleri.
bırak,
çimlere uzansın suistimal edilmiş kelimelerim,
dokunma.
çünkü bilmediğin şeyler var,
ben o kış ankara’da
çok yağmur yedim.
asitten beter bir haşikio süzüldü yanaklarımdan.
umutsuz bir tellal gibi, kendimce
insanlığın kirini temizledim.
seni kalbimin pas tutmamış
hücrelerinde muhafaza ettim.
bana bakınca insanların
gözbebeğinde çakırdikenleri büyüyordu.
zincirlerini bile kaybetmiş,
beş kuruşluk bir proleterdim.
tecil etmiştim
yirmi beş senede kurabildiğim düşleri.
ardımda kar tutmuş yamanlar dağı vardı
ve lokman merhemi kâr etmiyordu,
öyle bir ağrı dağı.
babamın sesini
kefil göstermiştim yaşamaya.
çünkü bilmediğin şeyler var,
ben o kış ankara’da
ölebilirdim.
her yanda bombalar patladı, gürültü kıyamet
telefonum sancıdı sessizlikten,
e-postamda doğum günümü kutlayan
kadirşinas banka mesajları.
dağıttım,
doğmamış bir bebeğin kokusuna güvenerek
tutunduğum bütün sevdaları.
insanlardan korkuyordum,
bu benim hasletimdi.
ağustos’tu,
tepemizde dolunaydan kalma yamalı bir gündüz
kader orospu,
kader yedi kocalı bir hürmüz.
gönlümdeki plak takılıp kalırdı
isminin geçtiği yerlerde.
tebessümüm kederden pasaklı
ve kanun hükmüyle yasaklı.
babamın dili, annemin hü çektiği,
medcezir soslu uydurma düşlerim yasaktı.
aşk artık beklemek değil,
soğuğu nazlı bir ankara demektir.
evet, yanlış görmedin:
anarşizm biraz da,
kışlada ahmet kaya dinlemektir.
-yüreğim bir topal,
sana yürüyemiyorum-
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 12:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.