Yırtık kıyafetlerin yoksulluk belirtisi olmadığı zamanlarda sevdim onu; dermansız, çiçeksiz, camsız, penceresiz zamanlarda da.
Kalbimin dur dediği yerde ölmeyi bir kenara bıraktığım anlarda bile.
İnsan kaç kere ölür ki?
Mezarı insanından fazla, yaşayanı ölenden az, günahkarı bir sevap kadar bile ürkütücü olmayan bu dünyada, insan kaç kere ölür ki?
Ellerimin çok üşüdüğü zamanlarda bile sevdim onu, bir otobüs durağı kadar etmeyen gidişleri binlerce kez gelişi ile müjdelenmediğinde bile.
Ölmüş olduğumu reddettiğim zamanlarda bile kaygıyla karışık sevdim onu Zamane insanlarından bihaber uzak bir coğrafyada aşkın dilini yeniden öğrenir gibi elek elek eleyerek üstelik.
Sevdim çünkü bu dünya fazla çekilmiyor da onsuz, sevdim çünkü başımı hiç okşamamış bir küçüklüğüm vardı. İçime içime çocuktum aslında. Bilhassa onu seven ona doğru gelen bilhassa koynunda binlerce kez yılan beslemiş bir meczup iken.
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta