Gürül gürül, sarıl şarıl
Irmak ırmak, deniz deniz
Dalgalarla, boranlarla
Geldin
Gelen sen değil suretin, sesin...
Gözlerinin ışıltısı
__Yüreğinin merhametini
Biriktirdiğin ''merhaba''larla topla
Gönlünde ikiyle çarp…
Bestesi yapılmamış nihavent makam olsun
Çocukluğumun;
Masum, gözleri gülen, yalansız
En kimsesiz yüzünü arıyorum..
Mutsuzluğumu, mutluluklarınıza adadığım
Gülmelerinize giz yaptığım ağlayan yüzümü..
İki yağmur damlası arasında
Göz kırpan güneştir aşk, umuttur
Umut vurulmadan..
Siyah renkli çığlıklar
Gebeyken geceye
Seviyorum…
... Bu sevda Ferhat'ın Şirin'e, Mecnun'un Leyla'ya Yusuf'un Züleyha'ya
ve daha nice büyük sevdalıların kadınlarına duyduğu aşkın toplamının
çarpımlarının, kareköklerinin…Tüm katlarıyla seviyorum...
Barış çubuğu yaktım
Savaş ilan ettiğim aynalara
Kırıp parçalara ayırdığımda
Yüzlerce aksini görmeseydim
Yurtta olmayan barış
Aşkımızı örtmeyecekti
___________Sen
Eylül tutsaklığımız da
Konuklayan kentin sokaklarını
Gözyaşlarına ilmik yapıp,
Anılarıyla asarken gecenin yalnızlığına
Sevdamızın vatanı yok bizim
Yüreğimiz seyyah olmuş coğrafya'ya
Bir ağaç altının serin gölgesinde yurtlanmaktayız bazen
Ya da bir akarsuyun dingin şırıltısı vatandır bize sonsuz
Yurtsuz sevdadır çılgın yüreğimize vurduğumuz prangalar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!