Mapus damı bana çok sey öğretti
Ama en çok sabretmeyi
Yalnızken kalabalık olmayı
Kalabalıktayken de kendimle kalmayı
Ve sürekli kavga edip
Durmadan kendimle barışmayı
Hiç göçünüp yüksünmeden
..
hep o çocuklar
uça uça
güneşe doğru
kucaklarında
tıka basa
lunaparklar
..
Aynı ranzada uyumuştuk seninle
yatılı okula benzeyen bir sevdada,
üstte kim yatabilirdi ki: Elbette yeryüzü!
altta kim yatabilirdi ki: Elbette gözlerimizdeki intihar süsü!
birbirimizi düşündüğümüz gizli saklı rüyalarla
kim mutlu olabilirdi ki: Elbette günah dürtüsü!
..
Bazen çıkardım
Fenerden
Hiç... Öylesine
Önce kalbime
Sonra ayaklarıma
Bırakırdım
Gideceğim yerin seçimini
..
Bir yolun başındasın, en güzel, en ideal
Bu kutsal yolculuğa ne olur beni de al...
O ki bir öğrenciyim henüz yedi yaşında
Bir elimde tebeşir, kara tahta başında
Yüreğimde bilime karşı candan bir uyum
..
İtimat edersen benim sözüme
Gel birlik kavline girelim kardaş
Birlik çok tatlıdır, benzer üzüme
İçip şerbetini duralım kardaş.
Son verelim iftiraya bühtana
Kardeşane sevişelim can cana
..
Boşa doğüşmeyin bizim yiğitler
Sizi vurduranlar vurulmuyor ki
Kim bilir nerde hangi koltukta
Kömürde tarlada yorulmuyor ki
Aynı baba dölü ölen öldüren
Ölenle öldüren iti güldüren
..
Çiçekçilere soruyorum,kupa papazlarına,kumrulara
Eğreltiotlarına
Kimya kitaplarına
Karpuz satıcılarına soruyorum balkondan bağırarak
Bilmemek ayıp değil ki öğrenmemek ayıp
Ama sevdamızın her şeyden bir fazla oluşuna kimsenin aklı ermiyor
Okul kırmış çocuklardan bir fazla uçarı
..
Beş parasız okul yılları
Toy bir sıcak gurbet sokakları
Otogarda çaresiz gururlu bir sefalet
Baştan kaybedilmiş fakülte aşkları
Gözümde bir çocuk, ruhum bin yaşında
Yıl sonunda okuldan kovulma telaşları
..
Ben burada büyümeseydim,
bu gölde tutmasaydım ilk kaya balığını
ve bu denizde yüzmeseydim ilk defa.
İlk aşkımı burada yaşamasaydım ilkokul üçte...
Soğuk kış günlerinde üşümeseydim kumsalında.
İlk yumruğu vurmasaydım
okul önünde
..
Yalnızlığımın en güzel yeriydi
Tam üstümde mermerden bir yazıt
Diyor ki..
'umarım yeteri kadar kalabalıktın
ben yalnızım diye bağırırken'
Yalnızlığımın üstü on üç tahta
..
Okunmuş toprak
Çocukluğumun resmi
Sargıdan görülmüyor
Boynumda köstebek izleri.
Lise son sınıf
Gençliğimin resimleri
..
AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-123
Okul birinci sınıfda başlar, yaşam birinci sınıfda biter.
Okullarında birinci olanların çoğu yaşama geç bitsin deye mi yaşamda sonuncu kalırlar.
..
kasabalar da ağlar, avuçlarına alıp ateşböceklerini
kızlar entarilerini yayarlar taşlık söyleşilerine
birbirleriyle dans ederler düğünlerde, öyle yalnız
esintimi gömerim toz toprak okul yollarına, yüreğimi
ateş böcekleriyle değişir yüreğim, şarkılar başlatır
kasabalar da ağlar, sığınıp vadinin serinliğine
..
Ben burda onu aradım kimdi nerde tanışmıştık
Herşeyi gömdüğümüz o ılık güneş
İlkin mintanımı yırttım bir çalılıkta
Sonra dalgın kalabalıkta dolaştım
Orda silah atılır tutulan aya
Çingeneler geçer, dağ köyleri
..
Birşeyler koparılıyor göğsümden
Hoyrat pençelerle
İğne deliğinden geçiyorum acıların
Dağılıp toparlanıyorum yeniden
Ben yalnız komayan bozkırda
Uzak düşler uzak düşler
Yüreğimden mi tütüyor
..
1
Dün gece yağmur yağdı kente,
Sonra sabah, güneşte ayıklanmış,
Bir kahvede düşünüyorum,
Sen geleceksin ya, dalgınlık
Kopuverdi bir daldan, sallanarak
..
İncecik pardesüler içindeki okul arkadaşlarımız
her vakit çok geç gelirlerdi sabah dersine,
çünkü süt ve gazete dağıtırlardı annelerinin yerine.
Öğretmenler
onları bir güzel azarlar
ve işaret korlardı kara kaplı deftere
..
``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim.
..
""Bir tek dileğim var mutlu ol yeter” sözünün
bir kamyon yükü
anlam taşıdığı günlerdi
Kaldırımlar toz ve kağıt topakları
Ankara’nın
Ankara’nın sonbahar yaprakları
..