Akdeniz, Zeus’un meyhanesi
Zeytinin kökü
Suyun maviye köprüsü
Akdeniz,mersin kokulu bir kadın
Athena mayalı şarab
Zannedersin didar
Sen kim rüşd kim
Garibliğinle yalanın
Yüzünle kelamın soysuz bir kere.
Susmak sanatın olsa iyidir
Düsün...!
Üç yüz altmis bes gün...
Kaç gün sana ait?
Gülmelerini misafir eden kaç gecen var...! ?
Sakli aglamalarini gören kaç günes...! ?
Cennetten kovuldugunda Adem,
Afakım karanlık
Tanyerlerimde hoyrat bir sessizlik
Beni ıslatmıyor gün
Elimden almış coşkunluğumu çaresizlik
Sabahlarım karanlık
bu hale gelmeyi hiç düşünmedim
oluverdi işte nasıl olduysa...
ben içimde boş yer yok sanırdım
Uyku kafesinden çıkınca bedenim
acem buselik makamında başlar gün.
Ve öyle gavur gelirki dışarı çıkmak
günümün gassalı oluverecekmiş gibi yokluğun.
Sen yoksan süzülmeyeceksen sokaklarda
ben de geçmem çakılırım balkonlara.
Kalamış derelerindeki seyran boylu
Kandillerimin güzel kokulu sisi
Mermer yüreklerin katibiyim ben
benim ilk kelimelerim genelde kendini sözlükten çıkartmış,harfleri küflü ve sadece bana layık olan cild kaçkını kelimelerdir...bir anadolu köylüsünki gibi olur o zaman dilimden yazıya dökülen cümleler...sekiler,yamaçlar,gırtlaklar dizilir harflerin boğazlarına...anlaşılmak için yazılmamışlardır zaten,duyulmak için hıfs edilmek için yazılmışlardır.
ben anadoluyum dersem,inanmayın...anadolu benim dersem,gözümün arkasındaki anlamları kendi bilgi terazinize koyun ve inanıp inanmamakta karar kılın...ben tendürekte dere oldum,hasan dağında patladım,erciyeste bir bağ evi,nemrutta aileler kurdum...duvaklar alladım,atlar eğerledim orta asyaya...kılıçlar kalkanlar savurdum yavuzun yeniçerileriyle...ben anadoluyum sevdiğim...ansiklopedi kaçkını bir sözün çıktığı dudağım,kulağım,elim,ayağım...
ister yiğit de ister mehter başı...dolduruşa gelen tarihim nasılsa…çağların yasıyım…zaferlerin bayrağıyım...türküm...
bir kadının ömrü altmış yıl olsa ve eşinin onu sevdiğini adı gibi biliyorsa ondan bir defa değil bin defa çiçek bekler....seni seviyorumlar duymak ister milyonlarca.....güzel dizeler ister.......bunları senede bir defa yılda bir defa değil umulmadık anlarda ve her zaman aynı şekilde ister...eşinin ona bağlı olduğunu ve onu çok çok sevdiğini bilse bile kadınlığı -insanlığı gereği ondan çok şey bekler umar ister ve ona göre ayakta tutar herşeyini evini ailesini oğlunu kızını...
içimden taşanlarımı yazdım.......ummadık hayaller sundum......ve bende insandım ben de duyguluydum......tekrardan bıkmak isterdim biliyomusun.....değerlimlerinden usanmak isterdim......bıkamadım....yanılmak istedim yanılamadım.....yandım hep içime.....sana söyleniyormuş gibi sevgimi kendime söylemekten bıkmadım......insan kendinden usanır bazen......bıkar kendi isteklerinden.......ama nefsinin kırılması için bir defa yaptı mı o isteği belirli bir zaman dem vurmaz aklına....neden,neden sen kendinden mi bıktın haaa...!
beni kör zannediyorsun belki ama ben senden bir şey göremedimki zamandan başka............güneşe güç versin allah.......sen,ben böyleyim işte desen de bıkma ihtimalini bile yaşatmadın ki bana........sakın bunu bir suçlama sanma......kendime ''yandım anamlar'' çekiyorum hepsi bu.......dedim ya sana, görmekle bilmeyi yaşamak çoğu zaman duymayı da gerektirir, diye..... ama nerde......erkek olmak demek bazen egolanmaktır kadından alınan duygularda......ne yapalım egosuz bir oğlan oluveririz gider.......hoşçakal şıpsevdi sevda....
Babası varmıdır aşkın?
Ya tanrısı, tapınağı!
Kaçan kurtulabilir mi ızdırabından?
Sukunete gargeder mi kalpleri?
Olmaz aşksız yapamayız
Zevk alamayız sokaktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!