Şimdi kabrinin yanından geldim
Annem biliyormusun?
Artık kokunu bile unuttum..
Öyle hastayım ki bir kaç gündür
Bir busen yeterdi bu koca adamı diriltmeye
Anneler günün kutlu olsun..
Bir parça ekmeğim var
Birde bikaç zeytinim
Birde zeytin karası gözlerin
İşte bak; ben yüreğim kadar zenginim...
Ağlamak mı asla!
Bundan böyle yabaniyim
Acımasız bencilin biriyim
Bitti artık salya sümük ağlamaklar
Varsın acılarım dünümde kalsın
Dünya sen mi yaman ben mi
Eminönünden Üsküdara
Ölüme kalkan son vapur bu
Üsküdarda bir akşam üstü
Aynı yerde bambaşka bir duygu
Bir bardak çay ve sensizlik
Artık bende çayı şekersiz içiyorum
Aşk sevginin çocuğu belkide
Yaşamak bu çocuğu büyütmek
Lazım olan bize biraz gülümsemek
İnceden inceye sabretmek...
Nasıl olsa misafirlik bir gün bitecek
Açılır o zaman sonsuzluk kapıları
Git!
Gözüm görmesin seni dünya gözüyle
Pılını pırtını topla gönül evimden
Yürek devleti yıkılmasın üzerine!
Kalemimi kırmıştım
Bır daha resim yapmamak üzere
Karakaplı bir defterin
Rutubetli anılarında hapis olmuştu hayellerim
Yine aldım elime kalemi
Seni çizdim ilk önce
Benim eşsiz kardelen çiçeğim
Duydum ki boynunu bükmüşsün
Başı dumanlı dağların gelini
Güneşe kaldır başını ve gülümse
Yakışmıyor sana yenilmek
Sen ki koynunda güneşi barındırırsın
Bana huzur veren güzel insan
Bilirmisin içimde ki mutluluğu
Küçük bir çocuk gibi şenim
okumayı yeni öğrenmişcesine
deli heyecanlı ve meraklıyım
Okumayı söktüm sayende
Derin bir nefes aldım
İçerim yandı,
Sonra bir daha bir daha
Alışkanlığım oldu yokluğun
Oysa alışkanlıklardan nefret ederdim..
Yokluğunu bir kez daha içime çektim
Ölüme sarılmış bedenler,varlığını unutabilir mi ölümün? Peki tadı nasıldır acep gerçek ölümle anbean ölüp dirilmenin? Ne çok zikrettim ölümü değil mi,tıpkı senin gibi.......
İster dinle son ses,hayatın maviş melodisini,istersen kapat gözlerini ve tıka kulaklarını yaşama....Sen ne yaparsan yap,h ...