Ruhun ebedi hürriyete kavuşmadan evvel,
Onu zihnin karanlık diyarlarına terk eyleme,
Yaşamak adlı kıymet dolu vakti,
Ha bugün ha yarın derken öteleme,
Fiilinden haz etmediğin uğraşı,
Ömür taşında evire çevire dövme.
Ardı sıra dizilmiş apartmanlar,
Kasvet yüklü sanki sokaklar,
Gözlerimde alabildiğine duman,
Kızılı gri tonlara boğan.
Avare gibi dolanıp duran,
Kargalar mı yoksa bu karanlık gökyüzünü yaratan,
Sular seller gibi geçti zaman,
Durmak bilmedi bir an.
Dönüp bakmaya fırsat kalmadan,
Yaşandı ne varsa yaşanmayan.
En masum hallerin,
Velhasıl deli yönlerin.
Sensiz senli günlerin,
Neşesi yok sensizliğin.
Bir tebessüm şenliğin,
Kadim dostum sevgin.
Ilık bir yaz gecesi,
Sırt üstü toprağa serilmiş bedenim.
Hava açık, ay parıl parıl,
Yıldızlar nokta nokta parlıyor gökte.
Gecenin sessiz çığlıklarını dinliyorum,
Dumanı henüz tüten bir ateş gibi yanıyorum.
Keramet aramam sende
Sen kendini bilsen de bilmesen de,
Gelsen de gitsen de.
Bu akşam diğer akşamlardan farklı,
Bu akşam da hüzün ve keder saklı,
Zamanın gençliği ölüm uykusuna yattı,
Nerede bu gençleri kurtaracak atlı,
Vuslat taşıyan vapur da limandan kalktı,
Nalbant ; akşam oldu dedi,dükkan kapattı,
Bağı bağ yapan bahçıvandır sanma,
Sen sakın ola sevginin gücüne kanma,
Önce bir yüreğini yokla,
Orada var olanı yok sayma.
Salkım söğütlerin sıralandığı bir yol,
Nereye gitsem benimle yüreğimde ki kor.
Yaşamak mı ölmek mi bir bana sor,
İkisi de belirsiz birer yol.
Nerede insanı hayata bağlayan kol,
İz sürüyor yığınlar sıralanmış kol kol.
Beyaz şeritler çizgi oldu gözlerimde,
Issız sokaklar geçiyorum uykulu şehirlerde,
Dışarıda hayat hareket halinde,
Gecenin de keyfi yerinde.
Bir camın ardından geçip gidenleri izliyorum bende.
Keşke bu yolculuk hiç bitmese.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!