(parçalanan kana dönmüş denizi; şimdi hangi ressam, hangi tuvale düşürebilir! ../ kararmış kanın rengi ve varlığın kutsi feri yerine, gözbebeklerine sinen lâin barut kokusunu / hangi paradoksal öfke, hangi başıbozuk ayaklanması düşürebilir tarihin onmaz mitolojisine. / kâr etmez artık yüzdürsen de, çatalağızlara sakladığın gemileri/ ve tutuştursan kendi çocuklarını yutan bednam denizleri. / kâr etmez / ki geçmektedir zaman, adını verdiği soykütükçü şövalenin gölgesinde. / artık nafiledir, altın çağ ve yitirilmiş cennet söylencesiyle muştulanan şarap / ve / zer-î sikke ve de pul / unutma ki, gem vurulmuş kutsal dehşetin çatışkısında / kan; / kanla yıkanır Oğul! ..)
-I-
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



