(dağlarda “mem u zin” idiler./ koyaklarda destan, dargeçitlerde hılbéste, zozanda türküydüler/ parçalandılar, asimile edildiler/ ve direnmenin bedelini ölümler ile ödediler.// tanrısal merkezlere koydular güçlüler kendilerini/ ve aynılaştıramadığı bahçelere “öteki” dediler./ kafatası avcılığı, türcülük ve inatçı bir istilâcılık; onurlu insanın giymeyeceği bir kirli çul,/ hiçbir ülke, mutlu bir evden daha iyi değildir Oğul! ..)
-I-
çay tadındaki gecenin yarıları
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem