Güneş batıyor karşı sahillerin sırtından
Üsküdar’a…
Çamlıca’nın yemyeşil tepelerine
bir yangının gölgesi vurmuş gibi
Neredeyse bütün ağaçlar
Tutuşu verecekmiş gibi
Güneş bir kor yığını gibi
Kayboluyor yavaş yavaş
Ben yine seni düşünüyorum,
Seni hatırlıyorum
Galata Köprüsü’ndeki
nargilecide otururken
Işıkları yanmaya başlıyor şehrin
Yavaş yavaş gün kızıla dönüyor
Denizde kabarıyor,
Dalgalar hırçın hırçın vuruyor kayalara
Sanki isyan eder gibi sessiz gidişine
Koyu kopkoyu
bir mavilik sarıyor gökyüzünü
ve ay doğuyor
uzaklarda çok uzaklarda
ışıkları,
bu mavi duvarı aşan bir yıldız doğuyor
öteki yıldızları gözle görmek mümkün değil
fakat O,
bir tek O yıldız
meydan okurcasına parlıyor dünyaya
O asi yıldıza senin adını koyuyorum
Dünyamı oradan aydınlat
Zaman duvarını aşan senin varlığın sadece
Gözlerimi dikiyorum o yıldıza
Ellerimi kaldırıyorum gökyüzüne
Haykırıyorum
Avaz avaz;
“Orda kal! Çirkin ve yalan dünyamıza inme,
yalnız ışıklarını gönder ve ne olur orda kal”
derken bugün oynan oyunda bitiyor,
gece oluyor yine,
ben yalnızlığıma dönüyorum
hafızamda senin isminle
15 / 06 / 2006 – 23.50
Galata Köprüsü
Kayıt Tarihi : 16.6.2006 12:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Dilerim sizin isminiz de nice saygı duyulan
İnsanların isimleri gibi hafızalardan hiç silinmez!
Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (1)