Bin dokuz yüz seksen beş yılıydı
On ikinci ayın on ikinci günü
Yirmi beş yaşın bitmesine
Tam on dokuz gün kala
Çalışmaya başlamıştım banka da…
Oğlum memur oldu diyerek
Ziyaretime gelmişti rahmetli anam…
Üç kazak ördürmüştü Kozan da,
Parasını helalinden vererek!
O üç kazak hiç eskimemişti
Geçen yıl Aşiyanın içinde yanana kadar.
Ne zaman üşüsem çıkartıp giyerdim
Canım anamın yüreği gibi sımsıcaktır diyerek
Kırmızı, mavi ve kahverengi
İkisi boğazlı, biri V yaka
Tam otuz iki yıl üşümemiş ben
Şimdi titriyorum bilgisayarın başında
Aşiyanı yakanlara, ağız dolusu
Adana küfürlerini, öfkeyle sıralarken.
Aşiyan viran şimdi Kozan’da
Anamın kemikleri de çürümüştür
Büyük ihtimalle…
Ulan Yılgın Yağmur,
Yine yüreğini Kozan hasreti bürümüştür.
Nede olsa baba ocağı orası
Hey beni duymayan saki
Sen getirmesen de bir yetmişlik Adana boğması
Ben bir zerrecik içmeden de
Ooooof ulan of! Bil ki lan feleksiz, bu gece de,
Başıma efkârlı bir sarhoşluk yürümüştür.,.
Aşiyansız, 23.12.19 – 16.57 Y.Y.
Kayıt Tarihi : 29.4.2020 00:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!