Gözlerimde bir cam kırığı, adınla sızlayan,
Herkesin bildiği yolda, sana gizlice ağlayan.
Benim evim bu yalnızlık, dört duvarı sensin,
Bir fısıltı kadar yakın, bir ömür kadar binsin.
Ellerim, senin saçına değmeyi hayal eder,
Oysa gerçeğimiz, buzdan bir dağ gibi keder.
Aynada gördüğüm yüz, tanımadığım bir yabancı,
Çünkü asıl benliğim, senin gölgende saklı bir acı.
Bu çaresizlik, bir hırka gibi üzerimde,
Ne çıkarıp atabilirim, ne de gizleyebilirim.
Sana yürüsem, dünya durur, yargılar başlar,
Senden kaçsam, kalbim durur, en büyük kahırlar.
Toplumun sessiz fermanı, bize biçilen rol,
Gözümdeki yaşlar, kimsenin görmediği bir gol.
Biz, sadece bakışlarla konuşan iki gölge,
Yasak bir şarkının notaları, gizli bir bölge.
Ah, omuzuna yaslanıp, bir kez "biz" diyebilmek,
Tüm o kirli perdeleri, bir anda yırtıp sökmek.
Ama hayır; bu aşk, bir mahkumiyet fermanı,
Karanlıkta sevmeye mahkum, iki yaralı canı.
Kayıt Tarihi : 18.11.2025 01:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!