Hep kendimize sorduğumuz o soru,
Sonrasız zamanlarımızda.
Susmalarımıza sıkışıp kalmış bir hayatı yaşarken,
Görünenin çok ötesinde olduğunu bilerek,
Hep kendimize sorduğumuz o soru belki;
Gürültüsüz ve uzak sahillerin hayali içinde.
Haksızlık derecesinde bir istekti gözlerin,
Ruhumu ezdiğin o soğuk iş gününde.
Hayatımın şu anından da beter bir tesadüf.
Harbiye durağındaki sarışın kız;
Seninle karşılaşmayı hak etmemiştim.
Rüyasız uykularda belki yanlış seçimdim,
Gün ışığında yaşayamayan da bendim.
Bir daha hiç ısınamayacakmışım gibi üşüyordum.
Üzülüyordum.
Bir seni sevdiğimi söyleyemedim,
Bir de denizi anlatamadım,
I.
Devlerle boğuştuğum günlerin hatırası.
Başlangıcı öfke kokan savaşlarım,
Bir acı rüzgar saçlarımda,
'Yenildim! ' demek dudaklarıma yakışmadı.
Denizi olmayan şehirlerde,
Gözlüklerindeki kan lekesidir.
Belki de değildir: “- İstediğim. “
Bunu asla anlamayacaklar.
Belki de,
Biliyorum çok anlamsız,
Ama,
Gitme!
Şimdi yine dargın, yine düşünceli, yine kırgınım,
Kaybolan zamanlarımı arıyorum çaresiz.
I.
Saat onbire yaklaşıyor,
Şu an ne yapıyorsun kimbilir?
Belki yağmur yağıyor altındasın,
Sen kokan kederleri öğrendim ilkin,
Sonra gözlerin söyledi bana herşeyi.
Hoş sözlerdi.
Çocuksu bir utançla sevindim,
Öncem yoktu artık,
Ve yeniden umutlarım oldu.
Hafıza hataları yaşıyordu çoğu zamanlar.
Çok eskilere ait hasarlı bir yedeklemeydi.
Geri dönüşümden alamadığı parçasıydı aşk.
Geçersiz işlemler yürütürdü tak-yaşa yenilikler.
'-Ana benlik güncellemesi olabilir mi? '
Buraları hiç anımsamayacağım,
Burada hatıram yok.
Burada zaman hiç yaşanmıyor aslında.
Aslında ben burada bile değilim.
Burada hatıram yok.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!