Duyuyor musun?
Dağların derin yarıklarından sızan,
toprağa karışmış adımları,
yakarışları,
son nefesleri,
adakları...
Her kayan yıldız,
bir evlâdı alır götürür gökyüzüne;
her esen rüzgâr,
bir annenin yüreğinden kopan ağıdı taşır.
Bu dağlar, Nusayri dağlarıdır.
İnsanına sadıktır.
Kim toprağına baş koyduysa,
adını taşların hafızasına yazmıştır.
Kim göğe ellerini kaldırıp dua ettiyse,
o dua, yıldızların suskun ışığında hâlâ yankılanır.
Ey gözyaşıyla yoğrulmuş dağlar!
Ey her taşında bir hayat,
her yamacında yarım kalmış bir düş saklayan topraklar!
Biz,
yaralı çocukların sessiz gülüşlerinde,
mezarsız yatan bu insanların hatırasında büyürüz.
Kalbimizde,
kan kırmızı gün batımlarıyla;
ellerimizde,
küle dönmüş sevdaların ağırlığıyla yürürüz.
Ve unutmayız:
Her doğan güneş,
toprağa düşenlerin hatırasını yeniden yakar içimizde.
Her esen rüzgâr,
onların yarım kalan şarkılarını taşır dudaklarımıza.
Susarsak, taşlar ağlar.
Unutursak, yetim kalır bu dağlar
Kayıt Tarihi : 26.4.2025 17:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Suriye'de Sahil bölgesinde yaşanan Alevî soy kırımı için yazılmıştır
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!