Kırık kalplere ithaf
Ben sende kalan en güzel rengim
Ellerinin öyküsünde büyüdüğüm için
Baştan sona senim…
Sevgilim, Manolya yaprağı ve mum bıraktım
Şiir kokan o evin içine.
Erirken yokluğumuzda odaların buzdan camları
Dudağındaki şenliği savurtuyorum pencerelere.
Kiraz çiçeği çizdim senden sonraki sabahlara
Yarınlar, topuz saçlarımın devrim nöbetleri…
Yarınlar, kışkırtıcı bir isyan
İnsan, sevmeyi özlediği kadar insan…
Yaramı saklamadan taşındım ayaz şarkısına
Ölüm nasıl sıyırıp geçiyorsa toprağı
Öyle uzaklaştım senden.
Bir yere yetişecek gibi gergin
-geride kalabilecek kadar serin.
Kalbin, kalbimin ölüm denemesiydi
– yenildim terleyen adanın yeminlerine.
Bir intihar kıymığını gibi saplanmıştı Nisan yüzüme.
Utandım dağlar seslenirken şehre
Bendeki ve sendeki yalnızlığı anlattım güllere
yakamozlara sarılı ağrıyı öptüm günlerce.
Nehirden bir yüzük başparmağa…
Öpmeleri koşturan bir çocuk yanağı olsun dünya…
Kimseye tarif edemiyorum aynadaki ağrıyı…
Allah’ım öyle çok yakışıyor ki aşk ve naz birbirine
Razıyım geç kalışlarıma, gün kırgınlığına, mevsim yalvarışına.
Arka kapıda çocuk gülüşleri, köşede limon çiçeği
Ve birbirimizi unuttuğumuz o ev…
Bak yine her yer olduk.
Çekilsin olmak denilen şey içimizden.
Yolumuz birbirimize çıkmasın artık.
Kalbe yabancı iki dost olalım, nasıl olacaksa bu!
Ah sevgili,
Kursağındaki hevese yerleşip / inatlaşacağım ben olan yanın ile !
Dünya da unutsun bütün bildiklerini
Sadece kolların olsun çerçevenin içinde…
Sevgilim, dağınık ağrı ile sarılmıştım boynuna
Gözlerime bakma /benim sevmelerim hep Türkçe
ondan yastan anlamaz alnım…
Nerede açıyorsa acının yaprakları / kalbim oraya sıkı bir hatıra.
Kalbim…
Ümit Zeynep Kayabaş
Kayıt Tarihi : 7.8.2022 02:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!