kafası ve ruhu karışık bir dünyanın cellatlarına…
I. giriş
beni sıradan bir ölüm kesmez!
çok uluslu bir suikastle,
faili meşhur bir cinayetle öldürün sözlerimi
gözlerimi ateşe gömün!
nasırlı parmak uçlarıyla
gözkapaklarıma katliam şiirleri yazsın
karanlık odaların cüce cellatları
çünkü cüzzamlısıyım ben
vicdanını yitirmiş cüzdan asrının.
metropollere sığmayan yanlarım
antik ihanetlerden artakalan
umarsız yaralarım /
iflah olmaz yangınlarım var benim!
bilin!
şimdi dilimin altında taflan
belleğimde baldıranla düştüm
yollarına çok sesli ölümlerin!
II. gelişme
oysa yarım bir aşk şiiri
yalın ayak bir şarkıydı tüm dilediğim!
hâbil için yollara düştüğümde,
dillere düştüğümde,
gözlerden düştüğümde,
kirpiklerimde kar
gözlerimde ateş vardı.
acılarım, sağaltılmamış sancılarım,
âdemin çocuklarına dair
özlü sözlerim vardı.
içime sığmayan bir dünyanın sarhoşuydum
baharlar düşlüyordum
ninova’nın esrik halkı için.
bir gece ansızın
yer sarsıldı, gök yarıldı
kendi enkazımın altında kaldım.
ninova kara bir gölge gibi doldu ruhuma
bir giyotin,
yağlı bir urgan
ve kör bir kurşunla sarmalandı damarlarım.
içime geçti çığlıklarım.
sonra asılarca sustum!
şimdi ruhumda
manastırların asırlık yorgunluğu,
bilge nutukların ölgünlüğü var.
patikaların, derin kanyonların izi var
ayak topuklarımda.
bakın!
görün gözlerimde ölen güvercinleri!
şehirlerinizin kentsoylu meydanlarında,
ağır kanamalı düşlerim,
cehennemden çaldığım,
çılgın gülüşlerimle kalakaldım.
bol camekanlı bulvarlarınızda
şimdi yapayalnızım.
bildim.
hepinizin katili benim!
tamam tamam ben öldürdüm,
şefkatli, merhametli yanlarınızı!
canlarınızı yan kesicilere ben verdim!
sözlerinizi sağırlar panayırında,
gözlerinizi körler çarşısında
satan da bendim!
hiç biriniz öldürmediniz beni!
ve şiirlerin,
ve şarkıların,
ve kuşların
ve çiçeklerin katili de siz değilsiniz
bildim!
III. sonuç
andidepresan bakışlar
görkemli yalnızlıklar
suskun kuşlar ve ölü kalpler devrindeyiz!
görüyorum kederli yüzlerinizdeki
eksik gülüşleri.
dudaklarınızdan uçup giden
sahte öpüşleri de görüyorum.
IV. ninova
tigris’ten keder içti ninova
kendinden geçti.
gölgeler uzadı kılcal damarlarınızda.
akşam kuşları raks etmeye başladı
kaşlarınızın arasında.
vakit, akşamüstü!
ve ben şimdi
boynu bükük ve yaralı
bir yunus gibi kaçıyorum sizlerden
suskun cümleler kurarak içimde,
sizi kendinize,
geniş salonlu egolarınıza,
el değmemiş vicdanlarınıza hapsediyorum.
V. yunus
ben sizden gidiyorum.
terk ediyorum şehrinizi.
hadi cenazemi kaldırın zılgıtlarla
kahkahalarla, alkışlarla!
fiyakalı yalanlarınızla örtün cesedimin üstünü.
beni yokluğa gömün!
Kayıt Tarihi : 27.10.2021 17:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda "
ağır bir sitemle donatılmış olunca demeden edemedim Kavafis'in itirazıyla ,
bizi yazmak zorunda bırakan şeylere ne desek ..öfke duyulabilir, minnet de ama. melâli anlayabiliyor olmanın şeysi.
şiir yüküyle güzel bir geliş. merhaba
TÜM YORUMLAR (2)