Elmas mavisi suların koynunda
güneşin şavkını içen gözlerin
her sabah
pencereme düşer nilüfer.
İlyada'yı gölgede bırakan ayak izlerin
belki bir adı sen denizlerin
ve su durusu menekşe gözlerin
güneş ülkesinden bir nefer
nilüfer...
Gamzelerinden uçan kelebekler
yüreğimin burçlarında bekler
ilk yağmur damlası gibi
ışıldıyor,
yüreğinde saklanan cevher
nilüfer.
Dolunay mah-ı vechinde
her gece misafir,
Dünya döner
ay dolanır gider, söner
Sen gitme
sönmesin gözlerimdeki fer
nilüfer!
Maveranın kıyısında gözyaşım var
Sarp dağlarda açan kanlı çiçek!
Kanadı kırık kuşlardan var mı haber?
nilüfer.
parmaklarından süzülen sevgi tohumları
düştüğü yerde çiçekler açar
karanlığa ışık saçar.
Tebesssümün kayıp sevdaların resitali gibi
bakışların ki
gözlerinde saklı baharın habercisi.
yüreğinde saklı cennetin muştusu
yansımış gül-i simâna
şu çağıldayan ırmaklar
senin şarkını söyler
nilüfer.
Sönmesin güneşim
kapatma gözlerini
söyledim kaç sefer
nilüfer.!
Dudaklarından düşen vaveyla
karışır cıvıltısına kanaryaların
dört mevsimin ruhuna dokunur gibi
Ravza'nın bağrından kopan gülleri
demet demet dağıt yer yüzüne
güneşin şavkıyla ısıt, soğumuş yürekleri
kördüğümler erisin gönüllerde
bereketi düşsün soframıza Hatice'nin
her sefer
nilüfer.
Uzaklarda şimdi,
bir yayla dumanı tüter
ben buralarda Mecnundan beter
şimdi bir selamın gelse
bin sürur için yeter
nilüfer.
Visalin ilkelerini değiştiriyor kader
olsa da içimizde özlem ve keder
vuslat uzak ihtimal neylersin
beklesin bizi
cennete çıkan mahşer
nilüfer.
Kayıt Tarihi : 13.4.2014 16:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)