Karanlık bir nehir gibi akar nihilist yalnızlık,
İç sesiyle koklaşırken boğar umutları,
Sürükler insanı depresif bilinmeyene.
Anlamsızlığın kıvılcımıyla yükselen sağır bir feryat,
Ezer düşünceyi, huzursuzluğun uğultusunda.
Var olmayan bir varoluşun ağırlığı çöker omuzlara,
Sızar her hücreye bir zehir gibi hiç iz bırakmadan.
Tüm umutlar kurur, boşlukta kaybolup,
Ama beyinde var olan şüpheler hep yerinde durur.
Yeni ekinlerin hasat mevsimi yaklaştığını,
Ruh fısıldayınca derinden,
Çıkmak gerek sığılamayan korunaklı kozadan.
Göbek bağı koptuğunda soğuyan vücut,
Rahimden daha huzurludur elbette,
Sıcacık anne kollarında…
Dur bir dakika!
Anlamsızlığın kıvılcımından doğan bir umut filizi,
Yeşersin kalbinde bir an önce.
Nasuh yağmurlar kuru toprağa yaşam verir,
Varlığını fark eden aydınlığa kavuşur.
Teslimiyet içinde salaha ermek,
İçteki fısıltılarla yeniden doğmak gerek.
Kendini koyacak ne çok yer var Hayyam,
Yalnızlığın dışında…
Ölüm var, kabir var; yaşam var bir daha.
Dr. Osman Akçay (Seğmenoğlu)
Osman Akçay
Kayıt Tarihi : 24.8.2025 01:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)