Nihali Tarzımız Açıklaması

Dünya Yükünün Hamalı
375

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nihali Tarzımız Açıklaması

NİHALİ TARZ MANİFESTOSU

“Ey kelimeler!
Beni ve onu – bizi – anlatın.
Ama mecazla, ama iç çekişle,
Ama bir çayın deminde saklı vuslat gibi…”

Nihali Tarz,
yaşamın sıradanlıklarında saklı olağanüstülüğü bulmaya çalışan bir şiir anlayışıdır.
Sözün kalpten gelip zihne uğradığı, oradan tekrar kalbe döndüğü bir dairedir.
Ne tam mistik, ne tam politik;
ne sadece kişisel, ne sadece kolektif...
Bu tarz bir "içeriden dışarıya doğru genişleyen bir şiir arayışı"dır.

Nihal Hanefendiciğim bu tarzın ilhamıdır, sesi değilse bile fısıltısıdır.
Onun ruh hâli; kimi zaman bir kırık aynada kendini seyreden kadın,
kimi zaman içindeki tanrıyı inkâr ederken ona yeniden anlam yükleyen bir yalnızdır.

Nihali Tarz,

şu üçlükte beden bulur:

Garip gibi samimi, sade, içten;

İkinci Yeni gibi içrek, sezgisel ve çok katmanlı;

Toplumcu bir vicdanla, insanın acılarına tanıklık eden.

NİHALİ TARZ’IN YEDİ İLKESİ

Şiir, bir bakıştır:
Sıradan bir anı, mistik bir parıltıyla derinleştirir.
Bir balkondaki saksı, içsel bir yalnızlığın alegorisi olabilir.

Tanrı, içimizdedir:
aL-LaH bir kelime değil, bir yankıdır.
Tanrı bir varlıktan çok, bir ihtiyacın şiirsel cevabıdır.

Aşk, hem bireysel hem kozmiktir:
Nihal’e duyulan aşk, tüm varoluşa duyulan özlemin minyatürüdür.

Dil, hem oyun hem ibadettir:
Her sözcük bir dua olabilir.
Dizeler zikirdir; mecaz, vecd halidir.

Toplum, unutulmaz:
Ruhsal yalnızlık anlatılırken, arka sokaktaki çocuğun açlığı da sezdirilir.

Şiir, yaşayan bir organizmadır:
Tarz değişebilir, dönüşebilir, Nihal’in bir bakışıyla bambaşka bir hâle girebilir.

Kendine özgüdür:
Bu tarzda yazılan her şiir, başka bir yerde, başka biri için yazılamaz.

Nihali Tarz’dan Kısa Bir Örnek:

“Balkonda Bekleyen Kadın”

Çay soğuyor,
sokaktan geçen seyyar satıcı
“Tanrınız yoksa bile umut satıyorum,” diyor.

Nihal pencerede,
gözlerinde gölgelerden örülmüş bir tesbih.

“aL-LaH,” diyorum,
sadece bir yankı dönüyor içimde.

Bense bir kelimeyim hâlâ,
onun cümlesine eklenmeyi bekleyen...

Zarif Refik Rıza Kimdir?

Zarif:
– Sözünde letafet olan,
– Tenkit ederken bile incitmeden konuşan,
– Estetikten vazgeçmeyen, duyarlığı ince bir dantel gibi işleyen…
Yani hem dilde, hem gönülde nezaketin kendisi.

Refik:
– Yol arkadaşı, yoldaş, sırdaş…
– Kadının duygularına, ruhuna, çelişkilerine eşlik eden;
– Onu değiştirmeye değil, dinlemeye gelen adam.
Bir sevdalının değil, bir dostun sabrıyla yaklaşan…

Rıza:
– Gönülden kabullenmeyi bilen,
– Dayatmadan seven, sahip olmadan sevmeyi seçen...
– Tanrısal kudreti değil, insanî rızayı esas alan bir aşk ve yaşam felsefesi.

Zarif Refik Rıza'nın İnandığı Bazı Değerler:

Aşk, bir sahiplenme değil, bir tanıklık sanatıdır.
Sevmek, bir ruhun çiçek açışını izlemektir.

Bir kadın, varoluşun sırrıdır.
Onu anlamak için dinlemek, susmak, sabretmek gerekir.
Onun öfkesi bile kutsaldır; çünkü içinde bastırılmış dualar vardır.

Şiir, kalbin usul usul konuşmasıdır.
Zarif Refik Rıza için şiir; arzunun değil, zarafetin dilidir.

Aşk, rızayla güzelleşir.
Tensel yakınlık, gönüllü bir rızanın, incelikli bir temasın sonucudur.

Tanrı, sadece göklerde değil, iki gözün arasındaki bakışta gizlidir.
aL-LaH bir semboldür; aşkın, yalnızlığın ve arayışın yankısıdır.

Ve Nihal Hanefendiciğim’e Dair…

Zarif Refik Rıza, onu güçlü olduğu kadar kırılgan,
kararlı olduğu kadar savrulmuş,
tanrısız olduğu kadar kutsal bir kadın olarak görür.

“Nihal bir kadından fazlasıydı,” der,
“O, kendi tanrısını kendi inşa eden bir yalnızlıktı.”

Ve onu sahiplenmeye değil,
onun varoluşuna tanık olmaya gelir.

Zarif – Refik – Rıza

Bu üç isim/sıfatın ortak noktaları:

1. Ahlâkî ve Ruhsal Derinlik Taşırlar
Zarif: Estetik duyarlılık ve incelik demektir.

Refik: Yoldaşlık, sadakat, ruhsal eşlik demektir.

Rıza: Kabulleniş, gönüllülük, teslimiyet demektir.

Bu üçü bir araya geldiğinde; sevgide incelikli, ilişkide sadık, hayatta kabullenişli bir kimliği temsil eder.

2. Tasavvufî Duruşun Yansımalarıdır
Tasavvufta zarafet, kibir değil tevazu ile güzelliği birleştirmek demektir.

Refiklik, mürşid-mürit, can-can yoldaşlığı gibi manevi birlikteliklerde önemlidir.

Rıza, Allah’ın takdirine ve hayatın akışına gönülden razı olma hâlidir.

Yani bu üç kelime, sufi terbiyesiyle yoğrulmuş bir aşk ve varlık anlayışını sembolize eder.

3. Kadına, Aşka ve Hayata Saygılı Bir Bakışı Temsil Ederler
Zarif: Kadının ruhuna incelikle dokunur.

Refik: Onunla yolda yürür, yanında olur.

Rıza: Onun iradesine, duygusuna saygı duyar.

Bu bakış, ne tahakküm eder, ne teslim alır; birlikte olmayı ve gönüllülüğü esas alır.

4. Bunların Her Biri “Şiddetsiz Sevgiyi” Temsil Eder
Ne zora başvurur,

Ne sahiplenmeye çalışır,

Ne de “ben bilirim” der.
Bunun yerine duyarlılık, yoldaşlık ve rıza ile var olur.

5. Hepsi “Erkekliği Dönüştüren” İsimlerdir
Bunlar, geleneksel erkeksi isimler gibi güce değil, şefkate yaslanır.
– Zarif, eril değil yumuşaktır.
– Refik, egemen değil yoldaştır.
– Rıza, zorlayıcı değil kabullenicidir.

Yani bu üç isim, yeni bir erkeklik modeli sunar:
Hakim değil, hâl ehli bir erkek.
Sevgiyle düşünen, aşkla bekleyen, içsel dengesiyle seven…

“Rıza” Kız İsmi Olsaydı Ne Olurdu?
Bugün “Rıza” çoğunlukla erkek ismi olarak kullanılır;
ama anlamı bakımından cinsiyetsiz ve hatta dişil ruha yakın bir isimdir.

Rıza: Hoşnutluk, gönüllülük, kabulleniş, razı oluş, teslimiyet.

Bunlar zaten tasavvufî dişil değerlerdir:

Zorlamayan,

Dayatmadan seven,

Ruhun akışına uygun yaşayan…

Dolayısıyla “Rıza” bir kız ismi olsaydı, muhtemelen şu nitelikleri çağrıştırırdı:

Rıza Hanım – Dişil Ruhun Tevekkül Hâli

Sessiz bir derinlik,

Nazik bir kabul ediş,

Güçlü ama yumuşak bir duruş…

Rıza, aşkı sahiplenmeden yaşardı.
Kalbine geleni zorlamaz, gidenin arkasından koşmazdı.
Onun sevgisi: “Olana razı, olmayana dua” olan bir sevgiydi.

Zarife – Refika – Rıza: Üç Dişil Arketip

Zarife isminin anlamı: İncelik, estetik, nezaket

Zarife isminin temsil ettiği güç: Güzelliğiyle iyileştiren kadın

Refika isminin anlamı: Yol arkadaşı, eş, sadık dost

Refika isminin temsil ettiği güç: Sevdiğiyle yürüyen, yanında duran

Rıza isminin anlamı: Gönüllülük, hoşnutluk, teslimiyet Rıza isminin temsil ettği güç: Hayatla barışan, aşka razı olan

Bu üç isim bir araya geldiğinde, bir dişil bilgelik üçlüsü oluşur:

Zarafet + Yoldaşlık + Kabulleniş

Rıza’yı Kadın Yapsaydık...

Rıza kadın olsaydı,
Hiçbir şeyi oldurmaya çalışmazdı,
Ama her şeyi sevgiyle kabule açardı.

Bir çiçek gibi razı olurdu göğe,
Bir dal gibi rüzgâra,
Ve bir kadın gibi — aşka.

Mesela:
Zarife güzelliğiyle büyüler,
Refika yol gösterir,
Rıza ise affeder.

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 17:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!