Aşkın Bölünüşü
Dört mevsim bir bahardı, on beşinde yürek,
Altı yüz kilometre, bir sevda için gerçek.
Yatılı okulun taş duvarları ardında,
Bir kızın gözleri, geceyi yakan bir sırda.
Her yoklamada kaçar, gölgeler içre süzülürdüm,
Penceresinden içeri, bir âh ile büzülürdüm.
Sabah ezanına dek, ruhlarımız dans ederdi,
Gençlik, hormon, aşk; hepsi bir an içinde erirdi.
Ne ırk tanıdı gönül, ne dil, ne din bildi,
Sevda bir derviş gibi, her zinciri deldi.
Lakin dördüncü senede, gökler karar bağladı,
Bölücüler, elleriyle aşkı harap ağladı.
Mezhep dediler, bir bıçak çektiler araya,
Siyaset dediler, kalbi vurdular oraya.
Dil dediler, susturdular nağmeleri,
Irk dediler, yitirdik sevda karelerini.
Ey Yunus, ey Mevlâna, çağırırım sesinize,
Aşkın kutsal divanı, iner mi bu nefse?
Bir allegori, bir metafor, çağdaş bir nida,
Sevda, insanın özü, ne ırk tanır ne yasa.
Pencere hâlâ açık, ezan hâlâ çağırır,
Gönül, o genç âşığı, sessizce bağırır.
Bölünse de yollar, kalplerde bir iz kalır,
Aşk, her çağda, her ruhta, ebedî bir sır saklar.
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 07:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!