Nihal’im Risalesi
Bir Aşkın Gölgesinde Sessiz Yolculuk
Bazı anlar vardır,
Nihal’im, seni sevmekle boğmak arasında savrulduğumuz;
İçimde büyüyen ateşin, sana duyduğum sevgiyle aynı ölçüde olduğunu anlamak ne zor…
Bir nefesin bile ağırlığını taşımak isterken,
Dünyadaki bütün duygularımı sana teslim ettim.
Ve her seferinde “hiç”ten başka bir karşılık bulamadım.
Oysa yeryüzünde seninle aynı pencereden bakmak,
Seninle aynı rüzgârı içime çekmek arzusu vardı kalbimde.
Ama mümkün değildir ki bu…
Yaşanmışlıklarımız, gözyaşlarımız ve sessiz dualarımız
Ona açtığım her kapı, verdiğim her can,
Bir karşılık bulmaz Nihal’im…
Senin içindeki boşluk, benim dolu ellerimde hep eksik kaldı.
Bir gün defterime döküldü kelimeler:
“Unutamıyorum işte o sarılışını,
Çok içtendi, özlemle doluydu belki.
Ama aşık bir kalp değildi karşımda,
Ve en acısı da bu, Nihal’im…”
İşte karşılıksız aşkın mabedi,
Sessiz bir çöl, geceleri yıldızlarla konuşan bir yalnızlık.
Ve ben, her düşüşümde seni anan bir yolcuyum,
Her özlemimde Ruh’un derin kuyularına daldığım,
Ve aşkın kendini fark ettirdiği bir sırra bakarım.
Nihal’im, sen benim metaforumsun;
Bir şairin hayalini süsleyen,
Bir dervişin dualarında beliren,
Ama asla dokunamadığı,
Sonsuzluğu fısıldayan bir ışık.
Seninle varoluşumun sınırında
Aşk ve nefretin, sevgi ve acının
Birbiriyle dans ettiği o sessiz meydanlarda
Yalnızca seni sevmekle boğuldum.
Ve bu boğuluş, benim en derin ibadetim oldu.
Kayıt Tarihi : 18.10.2025 21:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!