Herhangi bir nokta belirlemeni istiyorum İstanbul'da.
Seçtiğin noktadan başlayacağım sana şehri gezdirmeye.
Bana kalırsa Üsküdar'daki çeşmeyi seçiyorsun.
Böylece başlıyoruz seninle İstanbul'u solumaya.
Bir pazar sabahı hayal ediyorum.
Gecenin şu vakti oturmuş düşünüyorum,
Şiir yazdığımı zannederek bir şeyler karalıyorum.
Ne zaman mutlu olacağım diye soruyorum her gün.
Cevap "hiçbir zaman" ise, neden hâlâ yaşıyorum?
Cevap "elbet bir gün" ise, neden o ışığı göremiyorum?
Bana şükret diyorsun.
Edelim, beraber edelim.
Beklentiler birikmeye devam etsin ama,
Beni üzmeye, mutsuz etmeye devam etsin.
Aman, halimize yine de şükredelim...
Bir gün biri bizi gerçekten sevecek diye çok bekledik.
Ama olmadı.
Ne bir kadın baktı içimizi görecek kadar derin,
Ne annemiz sustuğumuzda gerçekten dinledi.
Babamız zaten bağırırdı, ne dediği anlaşılmazdı,
Kardeşlerimizse kendi yüklerine gömüldü.
Umut var mı?
Umut yok.
Ne geleceğe karşı,
Ne de cennete dair.
Ümit var mı?
Nasılsınız, yaşayan ölüler?
Zevkli mi hayat?
Boğazda uzanan köprüye bakmak,
O Fransızca şarkı eşliğinde…
Sadece melodisine kapılıp,
Anlamadan dans etmek.
Güzel yavrum, sözlerim sana.
Gelecek misin bu dünyaya?
Yoksa istemez misin böyle bir dünyayı?
Ama sen olmadan aydınlanmaz ki dünya.
Olsun, yine de ısrar etmeyeceğim sana.
Zaman hızlı, hayat acımasız.
Zaman hiçbir şekilde aman vermiyor.
Sahiden bir koca yıl mı geçti üstünden?
O lanet merete bağlanalı, öyle mi?
Vay ki vay halime!
O son molada içtiğim,
Kardeşim @nidal_md06 gelsene tanışalım, tabii istersen.
Hayret bir adaşımı buldum.