İndirilen tokmağın sesi düşer ırağa
Savunma celseleri yüreğe gelirken dar
Her gidiş hesap taşır bir sonraki durağa
’’Kaygılanma’’diyorsun söyle nereye kadar?
Yalnızlığı sırtlanıp taşımak maharetse
Cemaline adanmış kirpiğimde heyecan
Sana, cihan gözüyle bakmaya hiç kıyamam
Bulutlu gökyüzünü ihlal edince duman
Yağmur olup üstüne akmaya hiç kıyamam
Hayat Biraz Umuttur...
Şol gönlüme yâr olan sinem ömrüme köprü
Çarpıp duran kalbimin darlığını bilirim
Herkes bir yol tutmuş kendi kanınca
Hatrını sorduğun ’’oldum’’ sanınca
KADİR GECESİ
Kutluyor müminler ta fecre kadar
Bu gece kalplerin zikir gecesi
Tabiri caiz ise bilmeden hakikati(!)
İki kapılı hana yolum düştü neyleyim
İnkâr edip dönmeye bulamadan takati
Ruhum temayül edip dağı aştı neyleyim
Gönlüm umut kazanı yürek taştı neyleyim
Ellerin içinde gezerim amma
Ruhumun kıblesi durağı sensin
Gün gelir hâlimden bıkarım sanma
Her köşebaşının sapağı sensin
Dilin efkârıyla gönüle düşen
Yaralı sözlerden güman incinir
Didede düşleyip hileyle pişen
Kandilin yağından duman incinir



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!