Irmağım ters yönlere akan,bilinmezliklerin çözülmezliğinde,
Yoksunluk dediğimiz hep aç kalmaksa eğer sefaletliğin en çirkini insanlığımızın yok olması..
Sorgusuz sualsiz menfaat peşinde koşarken salyası akan tazılar misali,
Gözümüz gönlümüz görmez yanıbaşımızda elimizden tutmak istiyenleri.
Irkçılığın en alasını yaşıyoruz sen şusun ben buyum diye,hep ben var biz var sensizliğimizde sizsizliğimizde...
Adem oğlu Havva çocukları değilmiyiz ki neyin peşindeyiz,
Ey Hayat acımasız olan sen değilsin,çıkarı için can yakan insan....
Sevginin mayasıda olsakıskançlıkla kararmış kalbi...
Hüznüm-sevincim seninle anlamlı..,sen aşksın Hayat,yaşamakla yaşamamak gibi kalbimizde anlamlı...
Dokunma bana bin ahhh işitirsin.
Mazlumun göz yaşlarında boğulmakta var sonunda...
Elbet bir gün haksızlıkların hesabıda verilecek...
Yıldızlar domur domur
Gecenin karanlığında.
Oysa...O kadın hüzünlü
Yalnız
Dertleriyle karılmış odasında.
Özgürlüğüm rüzgarlara takılı,
Yitiklerimin ağıtlarını söğlüyor,
Bazen öfkeli bazen de şefkatli...
Kalpleri kararmış iki yüzlülüklerin kininde çocukların hayatları yok ediliyor...
Günler geceye dönüşüyor,korkular yol alıyor,
Emperyalizme paragalanmış cennet,mutluluk donmuş kalplerde.
Karartma gecelerimin gizli anlarında,en acımasız yolculuğumda,fırtınalar koparken yüreğimde,
Sözlerin cam kırıkları halinde yaralıyordu kalbimi...
Nerde yitirsem seni yeniden buluyordum ruhumun en ücra köşelerinde...
Bir sokak lambasının bekleyişinde umutlanırımgiden yolların yeniden sana çıkacağına...
Yaşam kavgasında koşuşurken Kara Denizin dalgaları gibi köpük köpük serildin yüreğime...
Nerden geldik nereye gideceğiz...?
Yumak yumak sevilerimle düğümleniverdin,nice özlemlere gebe kalmışlığım...
Sevmek bir başka,yalnızlık bir başka,anlıyamadığın buydu bende.
Kendimi özümde bulma uğraşısıydı,yıllardır arayıpta bulamadığım.
Bir köşede unutuluvermekti korkum.
Yüreklenişim senden,yılgınlığım kaçışlarımda değil başkaldırışlarımda..
Birbirimize tutunmuş yaşarken,
Ayrıştırdılar herbirimizi birer yana...yaşamımız ellerine mahkum.
Anlasaydın yoksunluğumu çekip uzaklaşmazdın yanımdan...
Nice hayatları paylaşıyordum oysa,ihanetlerin koynunda.
Arka sokakların kirli yüzünde,umudu arıyan çocukları gördükçe,bakmaya utandım gözlerine.
Şefkate açım,yalnızlığım ilk kez acıttı,ilk kez farkettim emeklerimin boşa gittiğini.
Her gülüşümde içime akıttığım gözyaşlarımda seni boğuyordum,
Başka alemlere göçüyordum her seferimde seni düşündükçe,
Açım seninle tattığım hazlara,seninle damgalandım asiliğime...
Binlerce kez asılıyorum gün batışlarında yoksulluğunda yaşamak için çabalayan,hakkını arıyanlar adına,
Sende bulmuştum aslında yaşam denilen gerçeği cinsellilkten farklı...
Gurbeti yurt edinmiş seyyahsın kendini aramaya çıkmış,bense kendimi sende bulmuş...
Sonbaharın o solgunluğunda yüreğimde bir hazan rüzgarının serinliğinde huzur bulurum...
Düşünürüm her gece yaptıklarımın yanlışlığını doğruluğunu.
Pişmanlıklarım olsada anlam bulurum olgunluğumun ateşini yaktıkları için,
İçten içe pişerim çamurun pişmesi gibi; Öğle pişerim ki en küçük bir yanlışta şidetli çarpışa uğramış gibvi parçalanırım...
Ansızın bulutlanır gözlerimden acılarla düşerken gözyaşlarım,yakar içimden bir yerlerimi dünün bugüne verdiklerinden dolayı...
Yalnızlığımın o soğukluğunda yabancı kalmışım yaşama,
direnişin türküsünü söğler ağıtlarda,Ulucanlar, cezaevinde tan vakti bir kızıllık sarmıştır ufku...bir genç adam mağrur yürür bittiğini bildği son direniş yolunda...ılgıt ılgıt akar yüreği gözünün önündedir kalabalıklarda sıktığı yumruğundan açarak emeğe özgürlüğü bıraktığı..coşkuludur yüreği elele verdiklerinin yanında,bir kara trenin gidişinde yakalar ansızın anasının kokusun,ne çetinmiş koca şehirde yaşamak...çıplak ayaklarıyla toprağa basışlarındaki serinliği hissetti yüreği ürperdi bir an,çocukken üşümediğini anımsadı güldü içinden...çocukken mutluydu kendince umutları vardı,gün sayıyordu hiç bıkmadan usanmadan..soğuk kış geceleri sobanın başında ısınmaya uğraşırken hep hayal kurardı; insanların mutlu oluşunu,üşümeden aç kalmadan...işten atamıyacaklardı arkadaşının babasını...anasının elleri üşümiyecekti bulaşık yıkarken soğuk sularda..anacığının yüzüne doyasıya bakmaya korkardı gözlerindeki hüznü görmeyi...sıkıca sarılmaya çekinirdi sıcaklığından ayrılamıyacağını bildiğinden...oysa şimdi tamamen ayrılıyordu anacığından...birkez sarılabilseydi sıcaklığını hissedebilseydi belkide üşümezdi bu son yolculuğunda,sarılabilseydi sonkez kokusunu duyabilseydi baharla toprak karışımı kokusunu....babası ellerinden tutabilseydi şimdi giderken benim korkusuz oğlum değişini duyabilseydi ellerinden cesaret gücü alırken...sallanan darağacında ki urganda takılı kaldığında düşünüyordu ve son kez yaşıyordu bunları...bir güvercin uçup gitti yükseklere cezaevinin kulelerinden o son kez bakarken kara toprağa...bir deniz durulmuştu ardından yüreğinin dalgaları sakinleşirken...benim adım deniz demişti dalgalarla büyür direnişim günü geldiğinde sesim hiç susmaz....yznerimanbinnuruçar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!