Kapitalizmin laboratuvarlarında doğdu,
yeşil kuşak diye süslenen haritada.
Afgan dağlarında silah dağıtıldı,
talimatlar CIA masalarında yazıldı.
Taliban’ın ardılı El Kaide,
oradan IŞİD’in kanlı sahnesine…
Boko Haram, El Nusra—
hepsi aynı kaynaktan sulandı,
aynı efendilerin avuçlarında beslendi.
Frankenstein misali
ellerinden kayıp gitti,
boynuz kulağı geçti;
kanla büyüyen gölgeler
kendi efendilerini de ürküttü.
Sorun şeriat değildi.
Öyle olsaydı ABD’nin dostu
Suudi krallarına, Katar emirlerine
birazcık demokrasi getirmez miydi?
Asıl mesele pazarların haritasıydı,
emperyalizmin yoluna serilecek taşlardı.
Ve görüldü:
faşizm her coğrafyada başka maskeyle sahneye çıkar—
kimi yerde “ırk”,
kimi yerde “din”.
Ama özü değişmez:
sömürünün demir eliyle örülür.
Bugün Avrupa’da yükselen neo-Naziler,
Ortadoğu’da “dindar ve kindar” gençlik,
hep aynı zincirin halkalarıdır.
Ve bilinmelidir ki:
faşizmin panzehiri,
sınıfın kızıl bilincidir.
Gerçek kurtuluş,
sosyalizmin şanlı bayrağındadır.
Kayıt Tarihi : 1.10.2025 11:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!