- hatuncu (1)
- hatunculuk (1)
- hava (1)
- hava almak (1)
- hava araçları (işkence çeşitleri) (1)
- hava araçları (işkence yöntemleri) (1)
- hava basmak (1)
- hava hoş (1)
- hava parası (1)
- hava savunma bataryası (1)
- havai (1)
- havale (1)
- havalı (1)
- havanda su dövmek (1)
- havas (1)
- havas ilmi (1)
- havaslanmak (1)
- have a bee in your bonnet (1)
- have a lovely holiday (1)
- have dinner (1)
- have ever known (1)
- have lunch (1)
- haver craft (1)
- hâvî (1)
- having (1)
- having very difficult time (1)
- havlu (1)
- havsala (1)
- havşolmak (1)
- havuçlu kek (1)