İnsan denen varlığın, uzundur tarihçesi
Her dili ayrı güzel, değişkendir lehçesi
İnsan olmak marifet, kalp dir, onun bahçesi
Ekilmeyen toprakta, güller bitmez sultanım...
Bağımsız bir ülkenin tek bayrağı tek marşı
On iki Mart/tan beri titretiyor bu arşı
Mehmet Akif Ersoy'a minnettarız ülkece
Can/a morel olmuştu her kelime her hece
Kabenin örtüsü kara
Açtı yüreğime yara
Lokman hekim bilemez ki
Gelip yüreğimi sara ...
Kabenin duvarı taştan
Kadın evinin güneşi
Erkeğinin kadim eşi
Çocuklarının başında
Anneliktir onun işi...
Bu geceye damga vuran
Gecenin konuğu Kur'an
Kayıtsız kalma sen de ân
Bin aydan hayırlı gece
Hikmeti yok mudur sizce?
Levhi -mahfuz da saklı olmuş ve olacaklar
ALLAH katın da sırdır nereden bilecekler
Ecel vakti gelince topyekûn ölecekler
Mürekkebe kaleme kağıtlara dargınım
Toprağın bağrına, sarılmış uyur
Seslendim sesimi, duyan olmadı
Bir tohum misali, içinde büyür
Gaflete dalmışa ayân olmadı...
Ne zaman maziye yolculuk etsem
Gözümden damlalar dökülür bir bir
Rahmetle sulanan gönül tarlama
Umut tohumları ekilir bir bir
Sevdanı ben gerçek, sahi sanmışım
Aşkın en dibine, düşüp yanmışım
Sevgi sözcüğüne , hemen kanmışım
Anladım ki, sevgin yalanmış meğer....
tüm siirler ıcten duygusal ve gercek hislere tercümanlık yapıyor yolun hep acık olsun canım arkadaşım