Ömrün kısa, çilen ne de çoğumuş
Şu fani Dünya'da, vefa yoğumuş
Dertlerin bağrında, karlı dağımış
Gülemedin bacım, gül bundan sonra....
Ah ! Benim kışın yanan
Ağustos sıcağında, iliklerine kadar donan
Denizler gibi çağlayan, bir bardak suda boğulan yüreğim...
Dilenmedim ki hiç elim de tasla
Beklenti içinde olmadım asla
Sen dedim; Rabbime, sırtını yasla
Bana Allah yeter, ne güzel vekil
Üstüm başım toz içinde
Yürek yangın köz içinde
Yüzüm kara is içinde
Kirlerimden arıt da ver
Sularını durulta ver
Her sabah canını dişine takıp
Çalışana bayram olur mu gardaş
Bir ekmek uğruna ekip toprağa
Bulaşana bayram olur mu gardaş ?
Buzları eritir hüzün dağılır
Baharı müjdeler sel olur bugün
Kalbi yumuşatır sevgi sağılır
Gönülü fetheder dil olur bugün
Bitmezdi aşkımın sevda takvimi
Ömrünü ömrüme ekle deseydin
Bir ömür taşırdım hasret yükünü
Kundaktan kefene, artar bezimiz Ucunu ucuna, ekler dururum Dünya sevgisine, dalar gözümüz Her gece kalbimi, yoklar dururum...
Hor görme kimseyi, bir hevâsı var Her bireyin kendi, bir davası var Dermansız dert yoktur, bir devasi var Diyemem derdimi saklar dururum...
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki
Oğlan belli değil kız belli değil
Bardağı doldurduk taşıyoruz ki
Şeker belli değil tuz belli değil
Gel dağlar seninle değiş edelim
Yelini bana ver kar senin olsun
Yüküm ağır yolum uzun neydelim
Elini bana ver tur senin olsun
tüm siirler ıcten duygusal ve gercek hislere tercümanlık yapıyor yolun hep acık olsun canım arkadaşım