Öylesine severdi,
Öylesine severdi ki yaşamı;
Hep avuçlarında taşıdı.
Koşmadı bile.
Hatta hep yavaş yürüdü,
Düşürmemek için onu.
Gökkubbe altında bir yaşam sevdalısı;
Bir avucunda yarını,bir avucunda bugünü.
Ve omuzlarında taşıyor hala
Geçmişin yükünü.
Umutları gökyüzü kadar engin
Yıldızlar kadar erişilmez belki.
Emek ekmek davası yürüttük yıllardır.
Boşa mı gitti,
Harcandı mı desem?
Emek emek diye diye,
Emeği dönüştüremedik ekmeğe.
Şimdi ekmek diye diye
Söz vermiştin unuttun...
Sanma ki beni uyuttun.
Bir bacaklı aşk olmaz.
Aşk, tek başına yaşanmaz.
Aşk bir duygu,
Olgu değildir.
O bir şofördü,adı Şaban.
Altında bir araba,cankurtaran.
Üç çocuklu değildi,
Hatta evlenememişti parasızlıktan.
Nice canlar kurtardı Şaban.
Ve bir gün,
Bugün,
Anasını ağlattım hayatın;
Babası mı?
Bana yetim dediler.
Gayrimeşruymuş;
Sonradan öğrendim...
Yaşamak hayatı,
Bir kuşun kanadında
Özgürce,belki pervasızca.
Engin gökyüzünde,
Ya da bulutların arasında.
Sonra tutunmak bir buluta,
Hani bir sonbaharda,
Hani bir eylül akşamı gidişin var ya,
Unutamadım.
İsteğine kavuşmanın mutluluğu,
Sevdiğini yitirmenin üzüntüsü arası o bakışlarını,
Unutamadım.
Bayatlamış yiyeceği,
çöpe atarlar...
Eskimiş eşyaları
bitpazarında satarlar...
Eskimiş düşünceleri,
toplumdan atarlar...
Dünya dönerken kendi ekseninde
Yaşamsızlığın yaşanımını yaşamışım
Zamanı zamansızlıkta harcamışım.
Kabullenmeler yadsımalar
Bir aldatmaca mıydı yaşananlar?
Çölde görünen bir serap mıydı umutlarım?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!