Bir çarşaf gibi
Asılıp, kurutulur mu su?
Ölümden farksız diye,
Bu kördüğüm düşlerden
Çözülüp, sorgulanır mı uyku?
Oyuncakcıdaydım;
Uzandı bir el,
Seçildiğimi sandım;
Çarpılarak kırıldım...
Ustam! Ustam!
Yeniden yaratsana beni! ...
Kırılan bunca çanak, çömlek ve cam bardak-
tan; düşen şölven mi karanlığıma?
Ey sevgili;
Aslında; orda ve burada,
Can içinde öznesin.
Çatladı karanlık,
Süzüldü sonsuzun sesi, ışık.
Derinler yekpare zindan duvarları!
Sanki ben gömülmüşüm…
İçeride bir meczup haykırıyor:
Zil çaldı;
Bütün zamanların boşluğunu,
Bir somun aldı.
Kızgınlığından ışınlar fırlatan güneş,
Serin gölgenin ardında kaldı.
O, şah koruyucusu; matlar veziri
O taş şekil,
Ayaz, buz
Ve cam kesit;
Şeytanın oymağında,
Ne varsa aranan
Anılarsız!
Gölgem asılı ipte,
Alamadım sehpadan;
Cellatıma doyupta...
- aslını -
Haklısın ömrüm, kızamıyorum sana.
Bir taşı seviyorum, ahmakça hâlâ…
Hani köşe başında,
Göz çıkarır cinsinden ayrı
Düştüğünde inci, zümrüt, yakut
Aşkı sorarlar; -nedir ki- diye!
Kendisidir derim, kendisinden hediye…
- dilediğine -
Leylâ bir özge can mı?
O, hüsnü an da durulmuş,
Aranan can;
Sevdayı yaratan mı?
Ve nedir, nedir ki Leylâ?
Kefen biçilmez,



-
Salim Kanat
Tüm YorumlarŞiirleriyle yeni muhatab olduğum sn Durmaz'da, potansiyel bir yetenek gördüğümden takibine ve okumaya karar verdiğimi ifade etmek istedim. Başarılarının müdavemetini dilerim.