Boyu uzun, endamı düzgün
Düğünü güzün, gözleri süzgün
Yürüyüşü alımlı, gidişi çalımlı
Kasımpaşa’da erkek, Ankara’da ürkek
O bizi bilmez biz onu bilmezdik
Kömür; kor oldu..
Yaktı; SOMA…
Nefesi kesilenin, ölü kalplere, kör vijdana nefes üflediği yer; SOMA
Bir milletin aynı gönülde birleşip, tek yürek ağlaştığı yer SOMA
Suriye
Yeni silah deneme sahası
Kılıfı; Esat, DEAŞ belası
Sonucu mu? İnsan mezbahası
Zannetme ki yönsüzüz, araftayım
Bre gafil sanma ki gafletteyim
Âlem bigâne kalsa, neyleyeyim
Her an O’nda Hak, Hakikatteyim
Kucaklar, temizler, verir, uğruna ölünür
Mütevazi, sakin, sabırlı, kükreyince devinir
Üç yüz yıldır doğranan
Kolu kanadı koparılan
Sürgünlerden sürgünlere salınan
Yurtlarımın yangınında yanan
Kardeşlerimin kanında boğulan
Kerkük..Halep...Balkan'da unutulan
Turnalar uçup geçti
Turnalar şimdi geçti
Dağı taşı aşıp geçti
Turnalar suların içti
Uğraşmayın, boşa alçaklar!
Sizin gibi köpekleri çok gördük.
Sağımız, solumuzda ısırıklar
Yaladıkça azan kelpleri gördük
Yalakalar; yalandıkça yükseldi.
Nazım – Niyazım sana
Sazım sözüm sana
Allahü Ekber Allahü Ekber
En büyük sensin Tahyiat sana
Necip Fazıl, anılıyormuş!
Asrın başında asrın sonunda aynı oyun, aynı ayar
Ülkeme emin bekçiler bırakan İngiliz, şeref NİŞANı takmaz..
İradesine ram olan kullarının boyunlarına tasma asar
merhaba öncelikle
şiirlerin çok güzel, duygusal
ilham kaynağın nedir?