kalmalıydı ateş küllerin altında ısrarla
hiçbirimizin kimyası bunu anlamamalıydı
söylemekten utandığında ayaklar aynı marşı
şiir baharın tozunu kaldırmadan hep şimdilik
herkese çığlıksız bir resim ve yüzsüz kimlik..
Yüz yıldır kışı eksik olmadı evlerimizin
Bedenleri yanımızda, ruhları işgal altındakiler
Güneşten yurduma buzdan heykeller getirenler
Ne Kürt dediler, ne Türk bildiler
Hele Müslümansan onlarca kez yerdiler...
Eğreti doğdum dünyaya cebimde yeşil engerek
Tasamı karıncalar bekler, sütten kesilmiş kaçak
Aklımı imara açmışımda kapıma kitaplar yıkarlar
Mayam toprak olmasaydı nasıl tutardı sırtım bıçak.
Beni ilkin annem anladı çantamda söğüt ağacı kalem
Her yer kanarken göğü çizmenin kinayesi
Modern zamanların beyaz adam müşkülü
Tüberküloz olmak bizim güneyli kaderimiz
Anatomimizi ayarttıkça beyaz önlüklüler
Azıyor inorganik müteşekkil ülserimiz.
Tüllerini yırtıp kırk yılıma sığdırdığım
Silik kitapların kaderi yanmış defterimde
Ütüsü olmadı sabahlarımın yetişmek kaygısıyla
Vandalları hiç alkışlamadım oysa
Ama şehrin damarlarındaki isyandım
“Birgün” denilen umut kırbacı sırtımda…
Açın kapılarınızı biraz mülteci biraz rahmet girsin
Mermer döşünüzde pıhtılaşan merhamet
Sakladığınız insanlığınızı çıkarın ki rutubetlenmesin
Bir demet çiçek toplayın zira siz seversiniz koparmayı
Koparmanın diğer adıdır sahip olmak yada olmak
Mülteci çadırının önündeki çamurun üzerine bırakın
İnsanlığın başında musibet, duvardan ağlarıyla
Önce ruhumuz sonra yüzlerimiz maskelendi
Şimdi ellerimiz suda yüzen ağaçlara benziyor
Ölü balıklar gibi gözlerimiz boşluğa meyillendi.
Lekelenmiş dünyanın koynunda ayrılık sancısı
İki kat sürgün giyesin ki üzerine oğul
Bir çift ölümü güzel karşılayasın
Ağzında yarım kalmasın son ikbalin
Sen vuslatın çocuğu ben hüznün anasıyım.
Ayazdan kapımı hangi dostun çalar şimdi
Kırk yaşıma kırk bin yas sığdırdım
Ölümü kıskandığımda ekinlerin teriydi güz
Paslı kılıçların kaderiyle dövülmüşüm aynı suda
Kuşların kaçışımıdır yaramı çağıran yüz
Yemin içilmiş kaç göç verdim sürgünsüz..
sanrımızın adresi sokak lambasının
güneşe bakan çiğidir,
bulunduğumuz yerde matematik yok
kötü kimyanın diliyle iyidir,
güçlenir siyahın tüm kalın tonları
babaların çalınmış elinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!