Zaman acımasızca geçip giderken, savrulurken bir rüzgarın önünden kuru yaprak misali, nerede duracağı bilinmeyen bir yolculukta kaybolmak. Susuz çöllerin yağmuru beklemesi gibi beklemek acımasız kızgın güneşe rağmen direnmek hayata tutunmak.
Fırtınanın kollarında dolan gözyaşının yanaktan akarken bıraktığı izde geçmişi gözlerinden geçirmek. Ne yaşadım nasıl yaşadım derken zamanın dişlileri arasında ezilmiş hayatındı gözlerinin önünden akıp giden. Nasılda yıpranmış, nasılda yok olmuştun. Hayatın dikenleri ellerini, yüreğini nasılda kanatmıştı. Dokunmaya korkuyordun ya tekrardan kanarsa ya yeniden acılara dönüşürse diye.
Karanlıklarla bulanmış bulamaca dönen geçmişinin içinde temiz kalan sadece duygularındı. Vazgeçemediğin, yaşamdan kısa kısa nefes alışlarınla uzatmaya çalıştığın. Korkularına yenik düşmeden korkusuzca yaşamaya çalıştığın. Sevmenin kutsallığında kalan düşüncelerin sana yol göstericin oldu. Hayata tutunmak için gelen bahar sana ilk ışıklarını sunarken sen tutunmak için biraz daha gayret sarf etmeye başladın.
Sana ait rüzgârın yüzüne her çarpışında ayrılığın hüznü ile sarsıldın. Yürüdüğün aynı sahil senin hüznünün gözyaşları ile yıkandı. Akşamın kızıllıklarına sek kadeh kaldırmalarında gözlerini hayal ettin, birde gözünden silinmeyen görüntüsünü. Karşında duran resme bakarken ne kadarda mutlu olduğun aklına geldi ve sen bir kez daha dibe vurdun.
Hıçkırarak ağlamak istediğin zamanlarda adı boğazında düğümlendi. Canının yandığı ve acının bıçak gibi yüreğini burkmalarında sıyrılıp kurtulmak istedin, canının yanmasına rağmen. Sadece adının ardına sakladığın sevginin sana bir ömür yeteceğini düşündün. Çaresiz suskunluklarında, çırpınışlarında bile vaz geçmeyi hiç düşünmedin. Sevgin her şeyin üstündeydi, sakıncalı hayatın da sadece senin yaşadığın gelgitlerin le baş etmeye çalıştın. Düşsel sevgiler sana huzur verse de yanında olmayışının acısını yaşadın. Yokluğu içini acıta acıta varlığının hayalini kurdun.
Afedilemeyen pişmanlıklar yaşadın yalnızlıklarınla kurduğun dünyanda, acımasız düşlerine sarındın. Yarınları olmayan düşlerde yol almak sana ağır gelse de sen onun varlığı ile mutlu olmaya çalıştın hayatın dikenleri bütün duygularını kanatırken. Çaresizlik içine sıkıştırdığın sevgi seni içine çekerken yüreğini kanatsa da sen bu durumdan memnundun. Var olduğunu bilmek, varlığını bilmek sana yaşama umudu veriyordu.
Unutulmuş aşk masallarının kahramanlarını yaşadın her birini kendin olarak anlattın hikâyende. Yazdığın her kelime o oldu. Konuştuğun bütün sözcüklerde onunla bitti, onunla nefes alıp onunla yaşadın. Sana ait sana yazılmış yazgıydı birlikteliğin. Unutmak istemeyişlerinde bundandı. Hayatından çıkarmayı hiç düşünmedin acı kahkahalarının arasına onun gülmelerini yerleştirdin.
Yokluklarının kahramanı, sevinçlerinin başrol oyuncusu oldu hep. Senin acılarının yerine koydun, her diken batışında kanayan hasret acılarınla zevk aldın. Mutluk çizgisinin yaşamından teğet geçtiğinin farkına bile varmadın. Hayatın hediye ettiği dar zamanlar senin ömrün oldu. Yoklukların içinde sana sunulan en büyük varlıktı beklide onun imkânsızlığı idi.
Gecenin yalnızlığında ıssız düşüncelerinin arasında bakışlarını görürdün donuk düşüncelerin bir anda aydınlanırdı. Kendi benliğinde yaşadığın yalnızlığın kalan yaşam dilimleri arasında için için kanamaya başlardı. Kendinle iç hesaplaşmalarının başladığı an gelir yakana yapışırdı. Hafızandan silemediğin yüz gelip karşında durdu. Yaşam dağınıklıklarının arasında toparlanmaya çalışsan da ardına saklandığın ismi tekrarlamaya başladın.
Çaresiz çırpınışların seni biraz daha dibe çeker yılların yaşanmışlıkların ve acıların seni yorgan gibi örterken sen ona bağlandığın için şükrettin. Aşağıya düşerken bile kaybedecek bir şeyin yokmuş gibi kendini Salı verdin. Oysa kendini kaybediyordun tutunacak ne bir yürek nede bir ten kalmıştı. Söylenen cümlenin sonunda yok olmuştun. Geçmiş ile biten cümlelerin sonunda kullanılıyordun. Yarım kalan öyküler senin öykülerindi, eksik notalarda senin besten.
Geçmişte yaşarken yarım kalmışlıkların anısı ile avundun. Biliyordun ki hiçbir zaman aynı film karesi içinde olamayacaktın, hiçbir zaman başını omzuna yaslayıp gün batımlarını yaşamayacaktın. Hüzünlendiğinde dizlerine uzanıp yüzüne bakarak sakinleşemeyecektin.
Yasaklardan doğan beraberlikler diken çiziklerinden akan kanlara benzer. Küçüktür ama çok can yakar…
Fatma AVCI
12.04.2013
Kayıt Tarihi : 12.4.2013 14:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

UZUN SOLUKLU
VE İÇTEN KANAMALI BİR ŞİİR/YAZIN...
DEĞERLİ KALEME SELAM OLSUN...
TÜM YORUMLAR (1)