Yeter iki kelamla bir lokma
Dönse bu can tavafla yedi katta
İki rekat namaz kılsa baki makamında
Mal mülke şan şöhrete ne gerek
Muazzamı görse yaşla huzura kapansa
Hacer-ül esvedi öpse tövbe ile yansa
Pişmanlık yastığıyla safa tepesinde yatsa
Döşeğe mindere yüne ne gerek
yaşlı tövbe ile rahmet deryasına dalsa
Aşk-ı emin otağında bir tas su içse
Bilal-i adem çölünde serabında kıvransa
Yele toza rüzgara ne gerek
Kıble örtüsüne yüzümü sürse
Rahmet kapısında hu ile sürünse
Ömer-i faruk nefis terazisine girse
Keder hüzün gama ne gerek
Sevr-de misafir de kalsa
Sevda gaffur yolunda hayale dalsa
Her adımda hira nurda izini bulsa
Yıldıza güneşe aya ne gerek
Tekbir salavat dilde olsa bin hece
Sıddık ı Ömer’i Osman dosttur en yüce
Ali furkan’ı ilimle candan can geçse her gece
Toprağa tene bedene ne gerek
Yavuz sina çölünde gül benzim solsa
Aşık mecnun maşukunu ravzada bulsa
Cennet-ül kebir-i bakide mekanım olsa
Köşke hana saraya ne gerek
Mahmut bu kapının eşiğinde köle
Batıl kıtlık katranlı nefise düşse çöle
Sızlanarak yanıp kavrularak dönse küle
Cana nefese vücuda ne gerek
Kayıt Tarihi : 18.12.2018 08:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!