Mayınlar ölümcül bir sır taşır
Adım atmak cesaret işi
Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi
Söz ne dersen inanacağım
İki ateş arasında yanıyor ruhum
bir yanda Arya
bir yanda gururum
Çekiçle örs arasında ezilir demir
İnsanın ruhu da böyle zamanla değişir
Söz ne dersen inanacağım
O günden sonra kemençenin sesi
kiremit döşeli bir çilehanesi
İçime bakıyorum harabe
dışarıya bakıyorum virane
Bedenimi taşıyan bu ince ip
koptu kopacak anne
Aynalar da geçen senelerin izlerini yansıtır
O çok değer verdiğin
bir mürekkep lekesi gibi zamanla silinir
Bu kadar yaklaşmışken
içimdeki hissiyatın kuvvetine inandıramadım kimseyi
Söz ne dersen inanacağım
Ne olur ikna et beni
Kırıldıktan sonra
aynı yerden bir kemiğin kaynaması bile
üç evreye ayrılırken
ben hangi evresindeyim anne?
Sevgiyle yüceltilen bir insan
neden bahanenin dallarına sığınır
dikenlerine dolanır?
Elimde bir silgi özenle tuttum kalemi
Silmek de özgürlüktür dedim ve sıraladım
Her Allahın günü bir resim
ona dair bir söz daha sildim
Yürek acıyla bilenir
Aşkın nabzı durdu
her an bir hiçliğe esir
Öyle bir süreç ancak bir sonrakiyle birleşirdi
Yolun sonunda ne bir tabela
ne de ondan bir iz
Artık güvenli değil burası
Nizami bir sırada
sırayla üzerime gelişini izledi yılların
Anlayıp dinlemeden ne basit bir yargı
Söz ne dersen inanacağım
Niyetim sebebime kefil olur mu anne?
Bağrımda bir hicranın seyri
inan kederin
Sessizliği üzerine basana kadarmış anne
Üzerine basana kadarmış
Kayıt Tarihi : 18.7.2024 06:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
?feature=shared
TÜM YORUMLAR (1)