kışlar geçer yüzünde, duvara çarpan yağmur
ince bir öksürükten tanır seni
adını annen koymamış bu belli
belli rum göçmeni kızgınlığından
sallar yüzündeki salıncağı nastia
hiçbir şeyin ilgilendirmese keşke beni
ne sözlerindeki gümüş esriklik
ne aydınlığının kutsal dörtgeni
keşke neden diye sormasan bir yanıta
bir sayfayı okumadan çevirmesen nastia
bir tür tıkırtı bizim konuşmamız
gülüşümüz sence bir imla hatası
sahi! güldüğümüz de oldu değil mi?
peki niye uzak ellerini çektin diye
aytmatov’un hüznü sen giderken nastia
doğru, sesler de değişir ve saatler
yalnız çocukken tik tak sesi çıkarır
sana doğru yola çıkmak değişir
değişir verdiğimiz selam nastia
merhabalar tek hoşçakal bırakır nastia…
Evrim NisanKayıt Tarihi : 13.4.2005 09:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)