Belli ki esmeyecek talih rüzgârı artık felek bahçesinde,
Beyhude bir bekleyişin sakiniyim hayatımın çehresinde.
Bu bahçede ne zaman esti ki zaten talih rüzgârı esenlikle,
Bu taşlı toprakta hasret güllerinden gayrısı yetişmemekte.
Çöl olmadıysa bu gönül bahçesi, kan ve terimle sulamaktan,
Derman da kalmadı artık gökyüzünde bir damla aramaktan.
Ben ki ben olalı bekledim bir şeyleri çocuksu umutlarla,
Baba gölgesi, anne şefkati ve adalet belki saf duygularla.
Anladım ki bu dünya esaretinde ben bir mazlum esirmişim,
Herkesin içine dahil olamayan ben, beni çoktan yitirmişim.
Hükümsüzdür diye yazmışlar tüm hayallerimin alnına sanki,
Ben hayal kurdukça felek bana kahkahalarla gülmüş belli ki.
Oysa iyi bir çocuk oldum ben ömrümün her anında vallahi,
Nerden bilirdim ki bu dünyada perişanlıkmış iyilerin ahvali.
Elbette yapılan hiçbir iyilik cezasız kalmıyor bu hayatta,
Bende cezasını çektim iyi niyetin her yönde ve her kanatta.
Kanatlarım kırılalı da çok oldu yanlış kaynadı kemikleri,
Ancak kıskançlık ve hasettir dost yüzlerin tüm gülüşleri.
Güvenme insanın gülümsemesine ziyadesiyle aldanırsın,
Herkesi kendin gibi sanmakla sen hep kendini kandırırsın.
Yalnız doğan insan bilir ki yine yalnız gidecek bu diyardan,
Dünya dedikleri bu yerin farkı yoktur ıssız ve sessiz araftan.
Bu dünya bir hapishane ve ben müebbetle cezalı bir mahkûm,
Bu cezaya ne temyiz yolu var ne istinaf ne de vardır tahkim.
Bu sonsuz davada avukat tutma hakkım var bilirdim lakin,
Hükmüm verilmiş daha ben doğamadan yok ki bir emsalin.
Harap Mesut adını da bahtiyar koymuşlar kötü bir şaka gibi,
Bolluk bahçesinde yok imiş ne bir lokma azığı ne de hiç nasibi.
Kayıt Tarihi : 26.6.2025 10:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!