Bir Edebi Hayat
Tutundum bir dala öyle bilerek
Baktım yüzüne gülümseyerek
Sonra neler olur hiç bilmiyerek
Acısına tutundum, acı çekerek.
Anladım sevdaya kulak asmışım
Akşamın olduğu yer, hayatın son demleri;
El atıp tutunmaya bir hevesim kalmadı.
Yaşam kısır bir döngü, akşamlar hep zemheri;
Şans denilen muhterem hiç kapımı çalmadı.
...
Helalle buluştur ki, haramı defedeyim.
Doğruyla buluştur ki, hatamı farkedeyim.
...
...
Bak yine uykum kaçtı ben ki hüznüne ayık...
Aralıklı bir yağmur gecesini andırır, Aralık.
Yine bir kış gününde gördüm soğukluğumu;
Anladım en sonunda sendeki yokluğumu.
Halkın sofrasında ebedî kal, ayrılma amma;
Ayrılsanda, girme hiçbir vakit harama zamma.
Öyleki davranışlarında görünmesin muamma;
Yüreğe düşen doğru olan ne varsa, yapta git.
Yeryüzünden bin akın var
Damla damla, buhar buhar.
Kimi Aşık gökyüzüne
Kimi döner, hep özüne.
Toprak, aciz kulluğumuz
Gözlerin, bir kafes kadar dar
Ve göremiyorsun ondan ötesini
Günlerin ardı oysa hep bahar
Beklemiyorsun baharın gelmesini.
Yeni baştan sevmeyi öğret kalbine
Hayra yor gönül, belki bu son Cuma'dır;
Belki bundan sonra kıyamet kopar.
Hakk'a yönel gönül, belki bu son duadır;
Ellerini aç, ne koparsa gönülden kopar.
Kıyametin eşiğinde, annemin beşiğinde;
Darda kalmış Ahmet'im, ellerindeki nasırla
Dertlerin hamallığını yapmakta.
Yüreğinde ekmek zulası ve poşetindeki bilinmez o sırla
Evine doğru yol almakta.
Geçerken sokakları bir bir yalın ayaklı
Sevgi sevmek nafileydi kılındı
Sevmenin bir vakti olamazdı ki
Kimisi bu yüzden bana alındı
Toprağa düşmeden anlamazdı ki.
Tiril tiril titrer sesim kısılır



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!