"Ne oldum" deme, olduğun sensin.
Neyi seversen, onunla gülersin.
Yemekte bulduğun ilk lokmayı,
Sonuncusuna değiştiremezsin.
...
Sağır sağır çıkmayacaksın bu merdivenlerden
Sıyrılmayacaksın Ahmet'in akşamından
Yüreğinde toprak misali bir yığın acı
Hissederek alacaksın her türlü ilacı.
Ne oldu, yüzün gün güneşlik kalbinde akşam?
Şu anda bakıyorum, öyle ki gökyüzüne;
Seviyorum bizati renklerin cümlesini.
Biliversem gökyüzü gösterecek rengini;
Bırakırım, gözlerimin resimler çizmesini.
...
Yanılışım sen, doğru olan sensin
Doğruluğun genlerinde kalmışta
Bana yanlış gözükmektesin
Eşkaline rastlasam da bir anda
Sen değil diye dönüp bakarım
Akıl almaz bir duyusun bu bende ki
Bir mazlumun duası göklere erişince,
Öteden bir ses gelir, şu gözlere in ince.
Söylenir, meşakkatli, toprak onu içince;
Yolun bana düşecek, zaman belirlenince.
Ey kullukla müşerref ahir zaman insanı!
Dikişin söküldü, kanayan dikişin hangi yaradan?
Yara ile yaratılan arasında dua bekler Yaradan
Sus konuşma! Bu gidiş iyi değil, şirke gireceksin
Belki yaralanmasan, yaradana dua etmeyeceksin.
Küfür tutma dilinde güzelliğin sesleri var
Tutundum bir dala öyle bilerek
Baktım yüzüne gülümseyerek
Sonra neler olur hiç bilmiyerek
Acısına tutundum, acı çekerek.
Anladım sevdaya kulak asmışım
Akşamın olduğu yer, hayatın son demleri;
El atıp tutunmaya bir hevesim kalmadı.
Yaşam kısır bir döngü, akşamlar hep zemheri;
Şans denilen muhterem hiç kapımı çalmadı.
...
Helalle buluştur ki, haramı defedeyim.
Doğruyla buluştur ki, hatamı farkedeyim.
...
...
Bak yine uykum kaçtı ben ki hüznüne ayık...
Aralıklı bir yağmur gecesini andırır, Aralık.
Yine bir kış gününde gördüm soğukluğumu;
Anladım en sonunda sendeki yokluğumu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!