Rüzgar kayıp gidiyor avuçlarımın arasından rüzgar
Derin maviliklerde bir beyaz güvercin ağzında zeytin dalı
Kırgınlıklarımı deviriyor zaman
Güneş kızıl aleviyle kavuruyor toprağı
Sırtımda bir çanta dolusu sayfa
el sallıyorum beş parmak dağlarına
Şimdi damlaları düşer yüreğimin çorak tarlasına
Asırlar geçmiş kutlu sevgilerin üstünden
Bana yalnız senin kutsal sevgin
Tut ellerimi korkmayayım tut
Sarsın sevgin evrenimi güneşim ol,güneşim ol benim
Isıt benim üşüyen zavallı yüreğimi
Belki özlemin acıttı içimi
Daldım resimlere dolu gözlerle
Geçmiş deselerde adına
Tüm yaşantımda sen varsın baba
Şimdi elimde eski resmine bakıp dururum yaşlı gözlerle
Bir zamanlar çektiğin tesbihi koklar dururum sen varsın diye
Deniz ne öfkelisin
martılar uçarken seyri sefa üstünde
sen ne heybetlisin
deniz engin sonsuzluğun ihtişamında
sen ne görkemlisin
her şey sende gizli ne gizemlisin
Kilit vurulmuş kapılara üst üste kilit
ömrümün en telaşeli yılları
toprak ürün vermiyor artık
yalnızlığın ortası zaman
elimde takvim karalıyorum gün gün
korkularla ben düğüm düğüm
Kaç takvim yaprağı koparttım ardından
Duymadın beni gitme dedim ya
zorunluydu gidişin bilirim
dön dedim kaç sene dön duymadın beni
duymadın sesimi
iç çeke çeke ağladım ya
Yüreğim öyle özler seni
sesini nefesini
ilk göz ağrım candamarım
kanım
yüreğim özler seni
Aynı ağaca konduk ama
hiç muhabbet kuşu olmadık biz
ağaç küstü bu duruma
hiç oralı olmadık biz
Mustafa Kemal olmak istiyorum
derin düşünceleriyle kararlı
vatan sevgisine
insanlığa sevdalı
Mustafa Kemal olmak istiyorum
mavi gözleriyle efkarlı
Masum yüreğine sıkıca sar beni
uçurtmalar salınsın gökyüzünde
evrenin kederi dağılsın kırmızı elma şekeriyle
tek derdimiz çikolata alamamak olsun
tek öfkemiz yeni bri oyuncak alamamak
tek kavgamız oyunda mızıkçılık yapmak olsun



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!