Hakkın divanına varınca,
Nizam terazisi kurulunca,
Sorgu sual sorulunca,
Kara günler derler ki,
Karalı kalmaz.
Yandım kor ateşler içinde,
Cennete girmeden önce,
Kör alevler içinde köz oldum.
Bıktım senden yalan dünya,
Bülbül oldum gül dalınca,
Beni beğenmeyen kara karga,
Bir rivayete göre,
Köroğulunun da Çamlıbel'de
Attan düştüğünü derler.
Gurbet olmuş şer meydanı,
Sivas yiğitlerin er meydanı,
Pur dağının üstünde,
Kara kanatlı kartarlar dolanır,
Avşar pınarı akar aşağılara,
Akar gider karışır Kızılırmak'a.
Avşar pınarında, Svias'ta
Gecenin şerri sabaha kadar,
Yan yüreğim yan ölene kadar,
Ak gözyaşlarım ak, bitene kadar,
Yanlış yolda yürürse ölene kadar,
Kader seni bırakmaz mezara kadar.
Evrenli’de, Sivaslı Uşak’ta,
Balık ile ördek,
Karşılaşmışlar bir tavada,
Tavanın altı yanmakta,
Yan tarafta bir sofra,
Balık sormuş ördeğe,
Turan’a varmak istiyorum,
Tanrı dağlarına çıkmak için,
Gök tanrıyı bulmak için,
Çadırımı kurmak için.
Kızıl elmaya varmak için,
Bu yolda ölmek istiyorum.
Evrenlinin çamları sıra sıra dizilmiş,
Akar ince ince dağlarından aşağı,
Alın yazısı, yazılmış ince çizgi kadermiş,
Gençlik geldi geçti, saçlarım ağardı,
Karagöl'ün sevdalısı öldü gurbette,
Kadere bağlama yürüdüğün yolları,
Sen var mısın ki, yaşıyorsun.
Nefes alıyorsun, görüyorsun.
Ne güzel de konuşuyorsun,
Yürüyorsun, koşuyorsun.
Sen gerçekten yaşıyorsun.
Ankara’nın mahpushanesi taştan mı?
Güneş girmezmiş, dört duvarını,
Demirden döşemişler üst tavanını,
Kader mahkumu mu, suçsuz insan mı?
Demir teller içerisinde yaşayan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!