Seher yeline kapıl da şöyle
Benim şehrime getirsin seni.
Betonlar arasından cennet haneme
Uçursun gökyüzünden bir kuş misali.
Ilık ılık ırmağa katıl da şöyle
Bir serçe kadar ürkek ve zayıf
Dağ başlarında seyrediyordum.
Sensizliğimi…
Bir rüzgâr esiyor önce ansızın
Tarumar ediyor konduğum dalları
SEN ÜZÜLMEYESİN DİYE…
Sen üzülmeyesin diye;
Mezar kazdım sensizliğe.
Hepten küstüm gündüzlere
Neler vermezdim yâri görmeye
Melek gibi sima, yay misali kaşlar.
Bakmak isterdim, ceylan gözlerine
Sımsıkı sarılmak bütün hayallere.
Bu günlerde
Mevsim karakış,
Karlı dağlar gelin olmuş.
Başını sevda dumanları bürümüş,
Yalnızlığım çıkmış dağlara
Kara geceler gibi matem çökmüş üstüme,
SEN YORULMA
Sen yorulma ben koşarım uzaklıkları
Yalnız bak mutluluk arayan gözlerime
Sen yorulma ben aydınlatırım karanlıkları
Yalnız gülleri der o nazenin parmaklarınla
Baktım da yine bugün melekler gibisin.
Gözlerin gözlerimde gezer
Gel bana n’olur, gel der gibisin.
Dün çok bekledim yolunu.
Gözlerim yollarda kaldı.
Ellerin vardı ellerimde.
Günler oldu
Bir beladır dolaşıyor üstümde.
Oysa koca bir hayat var zihnimde
Yaşanmamış...
Yaşanamamış bir yığın tutku.
Benimse aklım ölümde...
Neydi o günler gelip geçerdi.
Neşe, sevinç, coşku içinde
Annemin sevinci, babamın sesi
Delerdi içimi bir mermi gibi...
Ah! Köyümün akan pınarı
Bırakmadı sevdan beni.
Günlerce aç, susuz
Kahreden gecelerim oldu.
Ben üzgün, sen neşeli
Duygularım paramparça.
Ruhum tutsak.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!